Psikoloji Nedir?
Psikoloji Yazıları

Psikoloji Nedir?


Güncellenme Tarihi31 Ocak 2025
Yayımlanma Tarihi

Psikoloji, insan davranışlarını, düşüncelerini ve duygularını bilimsel yöntemlerle inceleyen bir disiplindir. Bireylerin zihinsel süreçlerini anlamaya çalışan psikoloji, aynı zamanda bu süreçlerin çevresel faktörler ve biyolojik etmenlerle nasıl şekillendiğini araştırır. İnsanların neden belirli şekillerde düşündüğünü, hissettiğini ve davrandığını anlamak için farklı kuramlar ve yöntemler kullanır.

Psikoloji kelimesi kısaca ruh bilimi, ruh araştırması anlamına gelir. 16. yüzyılda Marko Marulić'in ortaya attığı bu kelimeyi etimolojik olarak incelediğimizde Yunancada "ruh" anlamına gelen ”ψυχή" (psiyçē) ve "araştırma, bilgi" anlamına gelen "λογία" (logia) kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulduğunu söyleyebiliriz.

Psikoloji Ne Demek?

psikoloji ne demek

Psikoloji, insan zihnini ve davranışlarını inceleyen bilim dalıdır. Yunanca kökenli bir kelime olan psykhē (ruh) ve logos (bilim, inceleme) sözcüklerinden türemiştir. Bu nedenle psikoloji kelimesi, en basit tanımıyla "ruh bilimi" anlamına gelir. Ancak modern psikoloji, yalnızca ruhsal süreçleri değil aynı zamanda bilişsel, duygusal ve davranışsal unsurları da bilimsel yöntemlerle araştırır.

Psikoloji bilimi yalnızca insan değil, bitki ve hayvan psikolojisi ile de ilgilenir. Canlıların zihinsel süreçlerini açıklamaya çalışan bu bilimde birçok akım vardır. Akımların her biri, insan ve hayvan psikolojisini açıklarken farklı yöntemler kullanır. Psikoterapi yöntemleri diye adlandırdığımız bu alan, psikoloji biliminin temel çalışma alanlarından biridir.

İnsan Psikolojisi Nedir?

İnsan psikolojisi, insanların zihinsel, davranışsal, duygusal süreçlerinin ve algı, duyum gibi faaliyetlerinin incelenmesini sağlayan bir alandır. Kişiliğin nasıl oluştuğu, duyguların nasıl geliştiği ve karar alma süreçlerinin nasıl işlediği gibi konular insan psikolojisinin temel araştırma alanlarıdır. Psikoloji, insan zihnini ve davranışlarını anlamaya çalışırken biyoloji, sosyoloji, felsefe ve nörobilim gibi disiplinlerle iç içe ilerler.

İnsan psikolojisi, bireyin çevresiyle nasıl etkileşime girdiğini, hangi faktörlerin duygu ve düşüncelerini şekillendirdiğini ve yaşam boyunca nasıl değişim gösterdiğini araştırır. Algı, hafıza, motivasyon, kişilik gelişimi, stres yönetimi ve sosyal ilişkiler gibi konular insan psikolojisinin temel yapı taşlarındandır. Modern psikoloji, klinik terapi, bilişsel bilimler, sosyal psikoloji ve gelişim psikolojisi gibi birçok alt dal ile insan davranışlarını anlamaya ve yönlendirmeye çalışır.

İnsan psikolojisi üzerine yapılan araştırmalar, insanların kişilik, benlik, kaygı ve stres düzeyi, algılama biçimleri gibi her türlü ruhsal süreçleri ile ilgilidir. Bu araştırmalar, kalitatif (nitel) ve kantitatif (nicel) bilimsel araştırma yöntemleri kullanılarak yapılır. Örneğin psikoloji biliminde daha çok deney, gözlem, test gibi yöntemler kullanılarak analiz yapılır.

Psikolojinin Kurucusu Kimdir?

wilhelm wundt

Psikolojinin kurucusu olarak kabul edilen kişi Wilhelm Wundt’tur. 1879 yılında Almanya’nın Leipzig Üniversitesi’nde ilk deneysel psikoloji laboratuvarını kurarak psikolojiyi bağımsız bir bilim dalı haline getirmiştir. Wundt, insan zihnini bilimsel yöntemlerle incelemek amacıyla deneysel psikolojiyi geliştirmiş ve psikolojiyi felsefeden ayırarak bir bilim dalı olarak konumlandırmıştır.

Wundt’un çalışmaları, psikolojiyi gözlem ve deneylere dayalı bir alan haline getirirken onun ortaya koyduğu Yapısalcılık (Structuralism) akımı, insan bilincinin temel bileşenlerini analiz etmeye odaklanmıştır. Onun öğrencileri ve takipçileri, psikolojinin gelişimini sürdürerek farklı ekoller oluşturmuşlardır. Daha sonra William James, psikolojiyi işlevselcilik (Functionalism) perspektifiyle geliştirirken Sigmund Freud, bilinçdışı süreçlere odaklanan psikanalitik kuramı ortaya atmıştır.

Bugün psikoloji, Wundt’un başlattığı bilimsel temel üzerine inşa edilerek birçok farklı kuram ve yöntemle genişlemiştir. Ancak psikolojinin bağımsız bir bilim olarak doğuşu Wilhelm Wundt’un çalışmalarıyla başlamıştır.

Psikolojinin Konusu Nedir?

Psikolojinin konusu, insanın zihinsel süreçlerini, duygularını ve davranışlarını bilimsel yöntemlerle incelemektir. Bu bilim dalı, bireylerin nasıl düşündüğünü, hissettiğini ve hareket ettiğini anlamaya çalışırken biyolojik, çevresel ve sosyal etmenlerin bu süreçleri nasıl etkilediğini araştırır.

Algı, hafıza, öğrenme, motivasyon, kişilik, sosyal ilişkiler ve ruh sağlığı gibi geniş bir yelpazeye yayılan konular psikolojinin temel ilgi alanları arasındadır. İnsan zihninin ve davranışlarının nedenlerini anlamaya yönelik çalışmalar, hem akademik araştırmalar hem de terapötik uygulamalar için bir temel oluşturur.

Psikoloji, bireylerin iç dünyasını keşfetmekle kalmaz aynı zamanda toplumsal ilişkileri, eğitim sistemlerini, iş hayatını ve sağlık hizmetlerini geliştirmek için de kullanılır.

Psikolojinin Hedefleri ve Amaçları Nelerdir?

Psikolojinin hedefleri ve amaçları, insan davranışlarını ve zihinsel süreçleri anlamak, açıklamak, tahmin etmek ve gerektiğinde değiştirmektir. Bu temel hedefler, psikolojinin bilimsel ve uygulamalı yönlerini şekillendirir.

Öncelikle psikoloji, insanın nasıl düşündüğünü, hissettiğini ve davrandığını anlamayı amaçlar. Bunun için gözlem, deney ve araştırmalar yoluyla zihinsel süreçler ve davranış kalıpları incelenir. Ardından elde edilen veriler doğrultusunda bu süreçler açıklanır ve hangi faktörlerin insan davranışlarını etkilediği ortaya konur.

Sonraki aşamada, bireylerin veya grupların belirli durumlarda nasıl tepki vereceği tahmin edilir. Son olarak eğer bireyin ya da toplumun ruh sağlığı ve genel yaşam kalitesi için gerekiyorsa olumsuz davranışları veya düşünce kalıplarını değiştirme ve iyileştirme süreçleri devreye girer.

Psikolojinin Alt Dalları Nelerdir?

Psikolojinin alt dalları şunlardır:

  1. Klinik psikoloji
  2. Sosyal psikoloji
  3. Eğitim psikolojisi
  4. Deneysel psikoloji
  5. Danışmanlık psikolojisi
  6. Adli psikoloji
  7. Endüstri ve örgüt psikolojisi
  8. Fizyolojik psikoloji
  9. Biyolojik psikoloji
  10. Psikometrik psikoloji
  11. Spor psikolojisi
  12. Sağlık psikolojisi
  13. Bilişsel psikoloji
  14. Gelişim psikolojisi
  15. Kişilik psikolojisi
  16. Karşılaştırmalı psikoloji

Psikolojinin alt dalları temel olarak uygulamalı ve deneysel olmak üzere ikiye ayrılır. Eğitim, deneysel, fizyolojik, spor, sağlık, endüstri ve örgüt psikolojisi ile klinik psikoloji uygulamalı alana girerken sosyal, bilişsel, gelişim, kişilik psikolojisi ile karşılaştırmalı psikoloji deneysel alana girer.

1. Klinik Psikoloji

klinik psikoloji

Psikolojinin alt dalları arasında en çok karşımıza çıkan alanlardan biri klinik psikolojidir. İnsan davranışları ve zihinsel süreçleriyle ilgili bozuklukların tanı ve tedavisinde görev alan bir uzmanlık alanıdır. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yazılan Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nda (DSM) hastalıkların tanı ve tedavi yöntemleri belirlenmiştir. 

Klinik psikolog olmak için üniversitede Psikoloji Bölümü’nü bitirip klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapmak gerekir. Klinik psikologlar DSM kriterlerine göre danışanı analiz eder ve gerekli tedaviyi uygular.

2. Sosyal Psikoloji

sosyal psikoloji

Sosyal psikoloji, toplumun bireylerin ruh hali üzerindeki etkisini inceleyen bir alandır. Bireylerin oluşturduğu grupların uyma, ön yargı, yardım etme, sosyal algı gibi süreçleri nasıl etkilediğini açıklamaya çalışır.

Sosyal psikoloji üzerine üniversitelerde yüksek lisans yapan kişiler, bu alanda yapılan bilimsel araştırmalarda görev alabilir. Bu alanda yapılan araştırmaların büyük kısmında deney metodu kullanılır.

3. Eğitim Psikolojisi

Eğitim psikolojisi, her türlü öğrenme ve öğretim faaliyetlerinin bireyi nasıl etkilediğini inceler. Örneğin etkili öğrenme ortamının yaratılması, öğrenmeyi etkileyen faktörlerin belirlenmesi, başarı ve yetenek seviyeleri gibi alanlar bu uzmanlık alanına girer.

Eğitim psikoloğu olmak için bu alanda yüksek lisans eğitimi alarak uzmanlık kazanmak gerekir. Eğitim psikologları DEHB, disleksi, diskalkuli gibi öğrenme güçlüğü yaşayan bireylerle ve zihinsel engelli, otizmli, Down sendromlu gibi özel gereksinimli bireylerle çalışma noktasında da faaliyet gösterir.

4. Deneysel Psikoloji

deneysel psikoloji

Deneysel psikoloji, ölçülebilen insan ve hayvan davranışlarını deney ve gözlem gibi metotlar kullanarak araştıran bir çalışma alanıdır. Wilhelm Wundt tarafından oluşturulan bu alanda insan ve hayvanlar üzerinde çeşitli deneyler yapılır. Psikolojinin çalışma alanları arasında bulunan bu alan, gerek sosyal gerekse bilişsel psikolojinin gelişimine katkı sunmuştur. 

5. Danışmanlık Psikolojisi

danışmanlık psikolojisi

Danışmanlık psikolojisi, diğer adıyla psikolojik danışmanlık ve rehberlik, uyum ve gelişim sorunları yaşayan bireylerin topluma kazandırılması ve kendini tanıması için uygulanan teknikleri içerir. Klinik psikolojiye benzese de onun kadar ağır sorunlarla ilgilenmemektedir.

Üniversitelerin PDR Bölümü’nden mezun olan kişiler, bu alanda hizmet verebilir. Çalışma alanları ise eğitim kurumları, sivil toplum örgütleri, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı birimler şeklinde sıralanabilir.

6. Adli Psikoloji

adli psikoloji

Adli psikoloji, adli vakaların aydınlatılması için sanıklarla görüşme yapmayı, tutukluların davranışlarını değerlendirmeyi, görgü tanıklarının yanılgıya düşmeden cevap vermesini sağlamak için çalışan bir uzmanlık alanıdır. Adli psikolog olmak için mutlaka bu alanda yüksek lisans eğitimi almak gerekir. 

7. Endüstri ve Örgüt Psikolojisi

Endüstri ve örgüt psikolojisi, işletmelerde çalışanlar ve yöneticiler arasındaki ilişkileri iyileştirmeye, çalışan motivasyonunu arttırmaya ve kuruma bağlılığı güçlendirmeye odaklanan bir disiplindir. Çalışan verimliliğini, iş tatminini ve iş yerindeki psikolojik faktörleri inceleyerek kurumsal ortamın daha sağlıklı ve verimli hale gelmesini amaçlar.

Bu alan, mobbing, stres yönetimi, liderlik, işe alım süreçleri, performans değerlendirmeleri ve organizasyonel kültür gibi konuları ele alır. Psikoloji ve işletme bilimlerinin kesişiminde yer alan endüstri ve örgüt psikolojisi, iş dünyasında insan faktörünü bilimsel yöntemlerle analiz ederek etkili yönetim stratejileri geliştirilmesine katkı sağlar.

 

 

8. Fizyolojik Psikoloji

Fizyolojik psikoloji, vücutta meydana gelen fizyolojik süreçlerin bireyin ruh hali, düşünceleri ve davranışları üzerindeki etkilerini inceleyen bir alandır. Sinir sistemi, hormonlar, beyin yapıları ve nörotransmitterler gibi biyolojik unsurların psikolojik süreçlerle nasıl ilişkilendiğini araştırır.

Tıp bilimi, nörobilim ve biyoloji ile yakından bağlantılı olan bu disiplin, özellikle beyin işlevleri, stres tepkileri, duygular ve bilişsel süreçlerin fizyolojik temellerini anlamaya odaklanır.

Fizyolojik psikoloji, zihinsel süreçlerin biyolojik altyapısını keşfetmeye çalışarak psikolojiye bilimsel ve deneysel bir bakış açısı kazandırır.

9. Biyolojik Psikoloji

Biyolojik psikoloji, biyolojik bilimlerin temel ilkelerinin insan ve hayvan davranışlarıyla ilişkilendirilerek genetik, fizyolojik ve gelişimsel süreçlere uygulanmasını inceleyen bir alandır. Bu disiplin, özellikle beyin ve davranış, zihin ve beden arasındaki etkileşim gibi konulara odaklanır.

Sinir sistemi, hormonlar, genetik yapı ve evrimsel süreçlerin psikolojik işlevler üzerindeki etkilerini araştırarak bireylerin düşünce ve davranışlarının biyolojik temellerini anlamaya çalışır.

Biyolojik psikoloji, nörobilim, endokrinoloji ve genetik gibi bilim dallarıyla yakın ilişki içinde olup psikolojiyi fizyolojik mekanizmalar üzerinden açıklamaya yönelir.

10. Psikometrik Psikoloji

Psikometrik psikoloji, istatistik biliminin yöntemlerini psikoloji biliminde yapılan araştırmalarda kullanmayı içeren bir alandır. Örneğin psikolojik test hazırlamak, testlerin geçerlilik ve güvenilirlik çalışmasını gerçekleştirmek ve deney sonuçlarını analiz etmek için istatistikten yararlanılır.

11. Spor Psikolojisi

spor psikolojisi

Psikolojinin incelediği konular arasında bulunan alanlardan biri de spor psikolojisidir. Sporcuların stres ve kaygı seviyesi, motivasyon düzeyi, takım bilinci, liderlik gibi konular ile ilgilenir. Spor sırasında kişinin sergilediği performansı hangi faktörlerin etkilediğini araştırır. Gevşeme çalışmaları bu alanda sıklıkla kullanılır. Spor psikolojisi alanında çalışmak için yüksek lisans yapmak gerekir.

12. Sağlık Psikolojisi

sağlık psikolojisi

Sağlık psikolojisi, bireyin ruh hali ve davranışları üzerindeki etkilerini inceleyerek sağlık hizmetlerinin psikolojik boyutunu araştıran bir çalışma alanıdır. Bu disiplin, hastalıkların oluşumunda ve tedavi süreçlerinde kültürel, davranışsal ve psikolojik etkenlerin nasıl bir rol oynadığını analiz eder.

Aynı zamanda bireylerin sağlıkla ilgili alışkanlıklarını, stresle başa çıkma mekanizmalarını ve tedaviye uyum süreçlerini değerlendirir. Sağlık psikolojisi, zihinsel ve fiziksel sağlığın bir bütün olduğunu savunarak, sağlıklı yaşam biçimlerini teşvik etmeye yönelik psikolojik müdahaleler geliştirmeyi amaçlar.

13. Bilişsel Psikoloji

bilişsel psikoloji

Deneysel psikolojiden ayrılıp alt çalışma alanı olmaya başlayan bilişsel psikoloji; düşünme, algılama, karar verme, hafıza, dikkat, hatırlama, akıl yürütme gibi zihinsel becerileri araştırır. Örneğin Alzheimer, demans, dil ve konuşma bozuklukları, öğrenme güçlükleri gibi konularla ilgilenir.

14. Gelişim Psikolojisi

gelişim psikolojisi

Gelişim psikolojisi, bireylerin anne karnından başlayarak yaşamlarının sonuna kadar geçirdiği zihinsel, duygusal, sosyal ve fiziksel değişimleri inceleyen bir alandır. İnsan gelişiminin farklı evrelerini araştırarak bireylerin nasıl büyüdüğünü, olgunlaştığını ve değişim gösterdiğini anlamaya çalışır.

Bu disiplin, gelişim, değişim, olgunlaşma ve büyüme gibi kavramları ele alarak bireylerin bilişsel yeteneklerini, kişilik yapılarını ve sosyal ilişkilerini nasıl şekillendirdiğini analiz eder. Bebeklikten yaşlılığa kadar olan süreçte genetik faktörler, çevresel etkiler ve kültürel faktörlerin bireyin gelişimine nasıl yön verdiği gelişim psikolojisinin temel inceleme konularıdır.

15. Kişilik Psikolojisi

kişilik psikolojisi

Psikolojinin incelediği konular arasında kişilik de yer alır. Kişilik psikolojisi, bireyi diğerlerinden ayıran özelliklerini araştırır. Klinik uygulamalarda sıklıkla karşımıza çıkan bir çalışma alanıdır. Benlik, kişilik, karakter gibi kavramları inceler.

Bu yaklaşım, insanların kişiliklerinin belirli bir yapıya sahip olduğunu öne sürer ve bu yapıya göre insanların farklı davranış ve tepkiler gösterdiğini iddia eder.

Kişilik psikolojisi, psikolojinin diğer alt dallarıyla da bağlantılıdır. Örneğin, sosyal psikoloji, kişilik özelliklerinin sosyal etkileşimlerde nasıl bir rol oynadığını araştırırken, klinik psikoloji kişilik bozukluklarının tanısı, tedavisi ve yönetimi ile ilgilenir.

Kişilik psikolojisi, çeşitli kişilik teorileri ve testleri ile çalışır. Kişilik teorileri, farklı faktörlerin (örneğin genetik, çevresel etkiler) kişilik özelliklerini nasıl etkilediği konusunda farklı görüşler öne sürerken, kişilik testleri bireylerin kişilik özelliklerini değerlendirmek için kullanılır.

16. Karşılaştırmalı Psikoloji

Karşılaştırmalı psikoloji, hayvan davranışlarının insan davranışlarını anlamaya yardımcı olmak için incelendiği bir alandır. Bu alanda, hayvanların davranışları, laboratuvar ortamında ya da doğal çevrelerinde gözlemlenerek araştırılır. Karşılaştırmalı psikologlar, farklı hayvan türlerinin davranışlarını karşılaştırarak benzerlikleri ve farklılıkları inceleyerek insan davranışlarının nasıl ortaya çıktığını anlamaya çalışırlar.

Böceklerden primatlara kadar birçok canlı türü bu araştırmalar kapsamında incelenir. Örneğin birçok hayvanın sosyal davranışları ve öğrenme süreçleri, insanlarla benzerlikler gösterir. Bu nedenle, karşılaştırmalı psikoloji, hayvan davranışlarından elde edilen bulguların insan davranışları üzerindeki etkilerini ve insan evrimine nasıl katkıda bulunduğunu anlamak için önemli bir araçtır.

Psikoloji Yaklaşımları Nelerdir?

Psikoloji yaklaşımları şu şekildedir:

  1. Yapısalcılık (Strüktüralizm)
  2. Gestalt yaklaşımı
  3. İşlevselcilik (Fonksiyonalizm) 
  4. Psikanalitik yaklaşım
  5. Davranışçı yaklaşım
  6. Biyolojik yaklaşım
  7. Hümanist (İnsancıl) yaklaşım
  8. Bilişsel yaklaşım
  9. Eleştirel psikoloji

1. Yapısalcılık (Strüktüralizm)

yapısalcılık

Wilhelm Wundt tarafından geliştirilen yapısalcılık yaklaşımı, insan zihninin yapısını ve işleyişini bilimsel yöntemlerle anlamayı amaçlar. Bu yaklaşımda, zihinsel süreçler temel bileşenlerine ayrılarak incelenir ve bireylerin deneyimleri analiz edilir.

Yapısalcılık, özellikle içe bakış (introspeksiyon) tekniğini kullanarak bireylerin ses, ışık, renk, ısı gibi uyarıcılara karşı nasıl tepki verdiklerini gözlemlemeye odaklanır. Bu yöntemde bireyler, belirli bir uyarıcıya maruz kaldıklarında hissettikleri duygu ve düşünceleri detaylı bir şekilde ifade ederler.

Psikolojinin bilimsel bir disiplin haline gelmesinde önemli bir rol oynayan yapısalcılık, aynı zamanda psikoloji tarihindeki ilk sistematik yaklaşım olarak kabul edilir.

2. Gestalt Yaklaşımı

Gestalt Yaklaşımı

Gestalt yaklaşımı, Max Wertheimer tarafından geliştirilmiştir. Bu yaklaşım, zihnin bütünsel bir şekilde ele alınması gerektiğini savunur. Gestaltçılar, zihnin parçalara ayrılarak incelenemeyeceğini düşünürler. Bunun yerine bütün ve parça arasındaki ilişkiyi vurgularlar.

Bütün, kendini oluşturan parçalardan farklı bir yapıya sahiptir ve sadece parçaların toplamından oluşmaz. Bu nedenle Gestaltçı psikologlar, zihnin elementlerini incelemek yerine, duyusal uyarıcıları nasıl yapılandırdığına odaklanır. Örneğin bir resimdeki parçaların nasıl bir araya geldiği ve bir bütün oluşturduğu, Gestalt yaklaşımında incelenen konulardandır. Gestalt yaklaşımı, psikolojide algı, öğrenme, bellek ve problem çözme gibi konuların incelenmesinde önemli bir yere sahiptir.

3. İşlevselcilik (Fonksiyonalizm)

İşlevselcilik Fonksiyonalizm

İşlevselcilik, diğer adıyla fonksiyonalizm yaklaşımı ise Charles Darwin’in evrim teorisinin izlerini taşır. William James bu yaklaşımın en büyük temsilcilerinden biridir. İşlevselcilik, çevreye uyum sağlamak için davranışların ve zihinsel süreçlerin önemli olduğunu savunur. İşlevselciliğe göre psikoloji bir zihin bilimidir.

İşlevselcilik yaklaşımı, psikolojiyi yalnızca bir zihin bilimi olarak ele almaz, aynı zamanda insan davranışlarının ve zihinsel süreçlerin işlevlerini anlamak için de önemlidir. Bu yaklaşım, insan davranışlarının ne işe yaradığını anlamaya yönelik bir çaba olarak ortaya çıkmıştır.

İşlevselciler, davranışların belirli bir amaca hizmet ettiğini ve çevreye uyum sağlama sürecinde önemli bir rol oynadığını düşünürler. Örneğin öğrenme sürecinin amacı, çevredeki değişikliklere uyum sağlamak ve gelecekteki benzer durumlarda daha iyi performans göstermek olabilir. Bu yaklaşım, psikolojinin sadece zihin ve davranışı açıklamakla kalmayıp, aynı zamanda insanların çevreleriyle nasıl etkileşimde bulunduklarını ve bu etkileşimlerin neden önemli olduğunu da anlamaya çalıştığını vurgular.

4. Psikanalitik Yaklaşım

Psikanalitik Yaklaşım

Psikanalitik yaklaşım, Sigmund Freud tarafından kurulmuştur ve bu yaklaşım tıpkı işlevselci, Gestaltçı ve yapısalcılar gibi psikolojiyi bir zihin bilimi olarak kabul eder. Fakat psikanalitik yaklaşım, diğerlerinden farklı olarak bilinçli değil, bilinç dışı süreçlerle ilgilenir. 

Psikanalitik yaklaşıma göre kişinin farkında olmadığı düşünce, duygu ve deneyimleri önemli bir işleve sahiptir. Bilinç dışı, zihinsel süreçlerimizin ve davranışlarımızın çoğunu şekillendirir. Bilinç dışını daha iyi anlamak için hipnoz, telkin gibi metotlar kullanır. Günümüzde neo Freudian yani yeni psikanalizciler tarafından bu yaklaşımın etkileri sürdürülür.

5. Davranışçı Yaklaşım

davranışçı yaklaşım

Davranışçı yaklaşımın kurucusu John Watson’dır. Önceki psikolojik yaklaşımlara bir tepki olarak ortaya çıkan bu ekol, psikolojinin yalnızca gözlemlenebilir ve ölçülebilir davranışları incelemesi gerektiğini savunur. Bu nedenle bilinç, duygu ve düşünce gibi subjektif unsurların bilimsel araştırma konusu olamayacağını öne sürer.

Bu yaklaşıma göre tüm canlılar çevreleriyle benzer etkileşimlerde bulunur ve öğrenme süreçleri büyük ölçüde çevresel faktörler tarafından şekillendirilir. Davranışçılık, bireyin doğuştan belirli bir zihinsel yapıya sahip olduğunu reddeder ve tüm davranışların çevresel uyaranlara verilen tepkiler sonucu oluştuğunu savunur.

Hayvanlarla yapılan deneylerden elde edilen bulguların insan davranışlarını anlamada da kullanılabileceğini öne süren bu yaklaşım, bilimsel gözlem ve deneye büyük önem verir. Pavlov’un köpeklerle yaptığı klasik koşullanma deneyi ve Skinner’ın farelerle gerçekleştirdiği edimsel koşullanma deneyi, davranışçılık kuramının temelini oluşturan önemli çalışmalardır.

6. Biyolojik Yaklaşım

biyolojik yaklaşım

Biyolojik yaklaşım, psikolojinin bir dalı olarak canlıların davranışlarına ve zihinsel faaliyetlerine biyolojik faktörlerin etkisini inceler. Bu yaklaşım, insan davranışlarını ve zihinsel faaliyetlerini, sinir sistemi, genetik yapı ve evrimsel süreçler ile açıklamaya çalışır.

Biyolojik yaklaşım, sinir sistemi üzerinde durarak nörotransmitterler ve hormonlar gibi biyokimyasal süreçlerin davranışları nasıl etkilediğini araştırır. Beyin ve sinir sistemi, insan davranışlarının düzenlenmesinde anahtar bir rol oynar. Örneğin depresyon veya kaygı bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıkların beyindeki kimyasal dengesizliklerden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Biyolojik yaklaşım aynı zamanda genetik faktörleri de ele alır. Psikolojik özelliklerin genetik miras yoluyla nesilden nesile aktarılabileceği düşünülür. Bu yaklaşım, bazı psikolojik rahatsızlıkların kalıtsal olduğunu savunur. Örneğin şizofreni gibi rahatsızlıkların genetik bir yatkınlığı olduğu düşünülmektedir.

Biyolojik yaklaşım, ilaçlar ve tedavi yöntemleri açısından da önemlidir. Psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde, beyindeki biyokimyasal süreçleri etkileyen ilaçlar kullanılmaktadır. Örneğin antidepresanlar veya antipsikotikler gibi ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzeltmeye yardımcı olabilir.

7. Hümanist (İnsancıl) Yaklaşım

hümanist insancıl

Hümanist (insancıl) yaklaşım, Abraham Maslow ve Carl Rogers tarafından kurulmuştur. Davranışçılığa ve psikanalitik yaklaşıma tepki olarak ortaya koyulan bu ekol, insanın pozitif yönlerine ve sahip olduğu potansiyele odaklanmayı önerir.

Hümanist yaklaşım, insanların özgür iradeleri olduğunu ve kendilerini gerçekleştirme ihtiyacı duyduklarını savunur. Bu yaklaşıma göre insanlar doğuştan iyi niyetlidir ve doğru koşullar altında potansiyellerini tam olarak gerçekleştirebilirler.

Maslow'un "İhtiyaçlar Hiyerarşisi" kuramı, hümanist yaklaşımın en önemli teorilerinden biridir. Bu kurama göre insanların fizyolojik ihtiyaçları, güvenlik ihtiyaçları, sevgi ve aidiyet ihtiyaçları, saygı ihtiyaçları ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçları gibi belirli bir sırayla öncelikleri vardır.

Hümanist yaklaşım, psikoterapi alanında da kullanılmaktadır. Carl Rogers'un "Kişilerarası İlişki Terapisi" adı verilen terapi tekniği, bu yaklaşımın en yaygın kullanılan yöntemlerinden biridir. Bu yaklaşım, kişinin kendisini keşfetmesine, doğal potansiyelini gerçekleştirmesine ve olumlu bir benlik kavramı geliştirmesine yardımcı olmayı amaçlar.

Hümanist yaklaşım, insanın içsel deneyimlerine ve kendini gerçekleştirme potansiyeline odaklandığı için, psikolojinin pozitif psikoloji alanının da temelini oluşturur. Bu yaklaşımın insanların iyiliği üzerine odaklanması, bireysel ve toplumsal düzeyde olumlu değişimlere katkıda bulunur.

8. Bilişsel Yaklaşım

Bilişsel yaklaşım, davranışçılığa tepki olarak ortaya çıkmıştır. Davranışçıların aksine sadece gözlemlenebilen insan davranışlarının araştırılması gerektiğini düşünmez. İnsanın dikkat, algı, bellek, yaratıcılık, problem çözme becerisi gibi bilişsel süreçlerini de inceler. Günümüzde oldukça popüler bir yaklaşımdır.

Bu yaklaşım, özellikle 1950'lerde ve 1960'larda gelişmiştir. Davranışçıların sadece dışarıdan gözlemlenebilir davranışlara odaklanmalarına karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bilişsel psikologlar, insan zihninin işleyişini anlamaya yönelik araştırmalar yaparak insan davranışlarına ilişkin daha geniş bir bakış açısı sunmuşlardır.

Bilişsel yaklaşımın felsefesi, insan zihninin işleyişini anlamak için bilimsel yöntemler kullanarak insan davranışlarının nedenlerini açıklamaktır. Bu yaklaşımın en büyük katkılarından biri, insan davranışlarının sadece çevresel faktörlere bağlı olmadığını aynı zamanda bilişsel süreçlerin de önemli bir rol oynadığını göstermesidir. Bu yaklaşımın yaygın kullanımı psikolojide yeni keşiflere yol açarak, insan davranışlarının daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuştur.

9. Eleştirel Psikoloji

eleştirel psikoloji

Eleştirel psikoloji, geleneksel yani ana akım psikoloji pratiklerine tepki olarak ortaya çıkan bir yaklaşımdır. Geleneksel ekollerin iktidarın görüşüne uygun nitelikte görüşler ortaya koyduğunu savunur. Marksist ve feminist felsefeden köklerini alan bu akım, Batı Alman öğrenci hareketiyle birlikte ortaya çıkmıştır.

Bu yaklaşımın kökleri, Marksist ve feminist felsefelerde yatar. Marksizm, sınıf mücadelesi ve ekonomik adaletsizliği ele alarak, toplumsal yapıların incelenmesini savunur. Feminizm ise cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konularında toplumsal yapıların eleştirilmesini öngörür.

Eleştirel psikolojinin ortaya çıkışı 1960'larda Batı Alman öğrenci hareketi sırasında gerçekleşmiştir. Bu hareket, toplumsal ve siyasi değişimler talep ederken, geleneksel psikolojiye eleştirel bir bakış açısı getirmiş ve alternatif yaklaşımların geliştirilmesi gerektiğini savunmuştur.

Eleştirel psikoloji, bireysel sorunların yanı sıra, sosyal adaletsizlikleri ve toplumsal yapıları da ele alarak, insan davranışlarına farklı bir bakış açısı sunmaktadır. Bu yaklaşım, bireylerin yaşadığı psikolojik sorunların sebeplerini sosyal ve politik faktörlere bağlamayı hedefler. Bu sayede bireysel sorunların yanı sıra, toplumsal değişimlerin de sağlanabileceği bir yaklaşım benimsenir.

Psikolojinin Ölçütleri Nelerdir?

Psikolojinin ölçütleri şunlardır:

  • Gözlemlenebilirlik: Psikolojide incelenen davranış ve süreçlerin gözlemlenebilir olması gerekir. Bilinç, duygu ve düşünce gibi soyut kavramlar doğrudan gözlemlenemese de bunların dışa yansıyan davranışlarla incelenmesi önemlidir.

  • Ölçülebilirlik: Bilimsel araştırmaların objektif ve sistematik olabilmesi için psikolojik süreçlerin ölçülebilir olması gerekir. Deneyler, anketler, psikometrik testler ve nörobilim teknikleri bu amaçla kullanılır.

  • Tekrarlanabilirlik: Psikolojik araştırmaların farklı zamanlarda ve farklı koşullarda tekrarlandığında benzer sonuçlar vermesi gerekir. Böylece elde edilen bulguların güvenilirliği arttırılmış olur.

  • Geçerlilik ve Güvenilirlik: Kullanılan ölçüm araçlarının gerçekten ölçülmek istenen değişkenleri değerlendirdiğinden (geçerlilik) ve tutarlı sonuçlar verdiğinden (güvenilirlik) emin olunmalıdır.

  • Nedensellik ve Korelasyon: Psikoloji araştırmalarında değişkenler arasındaki ilişkiler belirlenirken nedensel bağlantılar kurulmalı ya da korelasyon analizleri ile değişkenler arasındaki ilişkiler değerlendirilmelidir.

  • Objektiflik: Psikolojik araştırmalarda önyargılardan ve sübjektif yorumlardan kaçınılmalıdır. Bilimsel yöntemlerle elde edilen veriler, araştırmacının kişisel görüşlerinden bağımsız olarak değerlendirilmelidir.

Psikolojinin ölçütleri, bilimsel bir disiplin olarak kabul edilmesini sağlayan temel prensipleri ve araştırma yöntemlerini ifade eder. Bu ölçütler, psikolojinin bilimsel bir disiplin olarak güvenilirliğini korumasına ve insan zihni ile davranışlarını daha sistematik bir şekilde incelemesine olanak tanır.

Görkem Hasgül

SEO İçerik Yöneticisi

1995 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Görkem Hasgül, lise öğreniminin ardından Müjdat Gezen Sanat Merkezi Konservatuvarını %100 burslu olarak kazanmıştır.

MSM’deki Yazarlık Bölümü eğitiminin ardından djital bir dergide içerik editörlüğü yapan Hasgül, 2018 yılında ülkenin en büyük reklam ajanslarından biri olan TBWA/Istanbul – Being Çözüm’de reklam yazarlığı yapmıştır.

Sonraları çeşitli ajanslarda metin yazarlığı tecrübeleri edinmiş olsa da kariyerini dijital alanda sürdürmüş ve yine bu dönemde SEO alanında uzmanlaşmıştır.

Şu an Türkiye’nin en büyük online eğitim platformu olan Boğaziçi Enstitüsünde içerik direktörlüğü pozisyonunda çalışmaktadır.

Bu İçerikler de İlginizi Çekebilir
Eğitim Danışmanımız ile iletişime geç.
Hemen Ara
+90 850 840 54 37
Whatsapp ile destek al
İletişime geçmek için tıkla
Menüyü Kapat