Retorik Nedir?
Genel Kültür Yazıları

Retorik Nedir?

Retorik; yazılı, görsel ya da sözlü olarak insanları etkileme, ikna etme sanatıdır. Daha çok konuşma sanatı ya da güzel söz söyleme sanatı olarak bilinen retorik, kökeni Antik Yunan’a dayanan bir alandır. Yunanca rhētorikos (ῥητορικός) yani hitabet kelimesinden türeyen retorik; siyaset, felsefe, edebiyat, hukuk gibi pek çok alanda kullanılır.

Retorik anlamı, Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından “güzel söz söylemek” olarak tanımlanmıştır. İnsanların düşüncelerini değiştirmek, onlara belli bir ideolojiyi kabul ettirmek, hedef kitleyi etkilemek gibi amaçlarla retorik sanatına başvurulur.

Retorik Ne Demek?

retorik ne demek

Peki retorik ne demektir? Retorik; insanları etkilemek, onlara bir düşünceyi aşılamak, insanların düşünce ve duygularını yönlendirmek gibi çeşitli amaçlarla yapılan konuşmadır. Retorik, daha çok konuşma üzerine bir sanat olarak bilinse de yazılı ve görsel alanda da karşımıza çıkar.

Reklamcılık, edebiyat, siyaset, felsefe, hukuk gibi pek çok alanda kullanılan retorik, günlük yaşamda bireylerin fikirlerini etkilemek için de kullanılabilir. Retorik, kısaca ikna sanatı olarak da bilinir.

Retoriği sistemleştiren Aristoteles’e göre bu sanatın üç ana unsuru vardır:

  1. Ethos: Konuşmacıdır. Söylevi gerçekleştiren kişinin ahlaka uygun davranması gerekir. Tartışılan sorulara yanıt verir, tartışmanın yönetiminden sorumludur.
  2. Pathos: Soruları soran taraftır. Konuşmacının etkisinde kalır.
  3. Logos: Konuşmacının (ethosun) mantık çerçevesinde konuşmasıdır. Konuşmacının dinleyicileri akılcı düşünmeye teşvik etmesidir.

Retorik sanatı, konuşmayı etkili kılıp bir fikri insanlara kabul ettirmeye yarar ancak manipülatif olmayı da beraberinde getirebilir. Bu sorunun önüne geçmek için ethosun (konuşmacının) ahlak ilkelerine bağlı kaldığından emin olmak gerekir.

Retorik sanatında dinleyicileri etkilemek için retorik sorulara da sık sık başvurulur. Bu sorular, direkt cevap almaya yönelik sorular olmayıp dinleyicilerde farkındalık yaratmak, onların duygu ve düşüncelerini etkilemek amacıyla sorulur.

 

 

Retorik Soru Nedir?

retorik soru nedir

Retorik soru, soru soran tarafın karşı taraftan belli bir yanıt beklemeden sorduğu soru türüdür. Soruyu soran kişi zaten cevabı bilir, yanıt çok açıktır ancak provoke etme, dikkat çekme, verilmek istenen mesajı vurgulama ya da karşılıklı etkileşim kurma gibi amaçlarla retorik soru sorulur.

Retorik sorular bir tartışmada, konuşmada veya şiirde kullanılabilir. Retorik soru sormanın amacı, dinleyiciyi ya da okuyucuyu farklı düşüncelere ve duygulara teşvik etmektir. Dinleyicilerin ve okuyucuların düşüncelerini sorgulamak, onlarda farkındalık yaratmak ve verilmek istenen bir mesajı vurgulamak amacıyla da retorik sorular kullanılabilir.

Soru Cümlesi Olarak Retorik Soru Örnekleri Nelerdir?

soru cümlesi olarak retorik soru örnekleri nelerdir

Soru cümlesi olarak retorik soru örnekleri, cümlenin anlamına göre değişir ve şu şekilde sıralanabilir:

  • Hatırlatma: Devam edersen seni daha çok üzecek, dememiş miydim?
  • Uyarmak: Saçmalamayın, gecenin bu saatinde nereye gidiyorsunuz?
  • İnkar istihfamı: Zulmedene hiç el uzatılır mı?
  • Emir istihfamı: Yemeği hala yapmadın mı?
  • Nehiy: Sen hala evden çıkmadın mı?
  • Yüceltmek ve büyütmek: Bu işi senden başka kim halledebilir?
  • Azarlama ve kınama: Alacak başka şey bulamadın da mı bunu aldın?
  • Eşitlik: Bu iş biter mi bitmez mi emin değilim.
  • Takrir: Başına bir şey geldiğinde yanına koşan ben değil miydim? (Soru sorularak karşı tarafa bir düşünce ifade ettirilir.)
  • Tehdit: Bu yaptıklarının bir bedeli olmayacak mı sandın?
  • Geciktiğini bildirmek: Hani bugün seni görecektim, gelmedin. (Vadedilen şeyin henüz yapılmadığını ifade eder)
  • İktifa/yetinme: Bu cevap yetti mi?
  • Ta’accüb: Bu insanlar nasıl oluyor da çok para kazanıyor? (Şaşırma ifadesi olarak kullanılır.)
  • Dehşete düşürme/Korkutma: 3 ay hastanede kalmak nedir, sen bilir misin?
  • Hafife alma-küçümseme: Ben bunu senden mi öğreneceğim? Sen kimsin?
  • Kolaylaştırma ve hafifletme: Şu anneciğine daha kibar davransan ne olurdu?
  • Tecahül: Günlerce haberi yapılan kişi sen miydin yani? (Bir şeyi/kişiyi vs. küçümsemek, aşağılamak vb. yollarla bilmemezlikten gelme.)
  • Teşvik: Şekeri bırakma vaktin gelmedi mi?
  • İstifhamü’l istirşad: Bizi birbirimize kırdıracak bir teklifi kabul etmek ne kadar doğru? (İlk etapta karışıklık duygusu verir ama doğru yolu gösterme amaçlı sorulur.)
  • Çoğaltma: Kaç saattir mesajıma cevap vermedin!
  • Teklif: Yardım etmeye ne dersin?

Retorik soruları cümleye farklı anlam katacak şekilde sorulabilir. Bu soruların sorulma amacı, kullanıldığı yere göre değişmekle birlikte daha çok kişiyi konuyla ilgili düşündürmeye yönlendirme amacı taşır.

Karşı tarafın konuya farklı açıdan bakmasını, fikrini değiştirmesini sağlamak ya da anlatılmak istenen şeyi daha güçlü bir şekilde aktarmak için retorik sorulara başvurulur.

 

 

Tarihte Retorik Yaklaşımlar Nasıldır?

Tarihte retorik yaklaşımlar üç aşamada ele alınabilir:

  1. Antik çağ
  2. Aristoteles
  3. Roma dönemi
  4. Orta çağ
  5. Retoriğin yeniden keşfi
  6. Aydınlanma dönemi
  7. Çöküş dönemi
  8. yüzyıl

1. Antik Çağ

tarihte retorik yaklaşımlar antik çağ yunan

Tarihte retorik yaklaşımları dendiğinde karşımıza ilk olarak Antik Mısır çıkar. M.Ö. 2000'li yıllardan önce yazılan "Ptahhotep’in Emirleri" adlı yapıtta hükümdara karşı konuşurken nelere dikkat edilmesi gerektiğinden bahsedilir. Ancak retorik, bir sanat olarak ilk kez Antik Yunan'da ortaya çıkmış ve Platon tarafından ilk kez kavramsallaştırılmıştır.

Antik Yunan’da insanların güzel ve etkili konuşması oldukça önemliydi çünkü halk yönetim ve hukuk alanında aktif rol alıyordu. Örneğin mahkemelerde bir hakim ya da avukat olmadığı için davalının konuşma yeteneğinin iyi olması, ceza almamak için etkili bir şekilde konuşarak kendini savunması gerekiyordu. Retorik sanatı böylece Antik Yunan’da ortaya çıkmış ve gelişmiş oldu.

Antik dönemde retorik ile ilgili farklı görüşler öne sürüldü. Antik Çağ Yunan filozoflarının retorik ile ilgili görüşleri şöyleydi:

  1. Gorgias: Sokrates’in hocası Gorgias’a göre retorikte yanlış ve doğrunun önemi yoktu, önemli olan dinleyiciyi bir şekilde yönlendirmek ve onu ikna etmekti.
  2. Sokrates: Retorikte söylenen şeyin doğru ya da yanlış olmasına bakılmıyordu, burada önemli olan şey içeriğin söylenme biçimi idi. Dolayısıyla retorik, içeriğe odaklanmayan boş bir metottu.
  3. Platon: Sokrates’in öğrencisi Platon, “Gorgias” adlı eserinde ilk kez retorik kavramından bahseden kişi oldu. Ona göre retorik, bilinçsiz kişileri ikna etmeye yarıyordu dolayısıyla insanları kandırmaya neden olabilirdi. Ona göre bu yöntem siyasette kullanılabilirdi.
  4. İsokrates: Yukarıdaki 3 ismin tersine retoriği faydalı görüyordu. Atina’nın canlandırılması için retorik sanatını kullandı ve bu alan üzerine bir okul açtı. Antik Yunan’ın en büyük söylevcilerinden biriydi. İnsanlarda bulunan konuşma özelliği sayesinde birçok icadın ve buluşun ortaya koyulabileceğini düşünüyordu.

2. Aristoteles

tarihte retorik yaklaşımlar aristoteles antik yunan

Aristoteles, Antik Yunan filozoflarından biri olup tarihte retorik yaklaşımları dendiğinde ayrı olarak ele alınması gereken bir isim. Platon’un öğrencisi olan bu filozof, kendi öğretmenlerinden farklı görüşlere sahipti.

Aristoteles’e göre retorik, insanların doğru bilgiye ulaşmasını sağlayan bir yöntem olarak kullanılabilirdi. “Retorik” isimli bir kitap yazan Aristoteles, bu eseriyle retoriği sistemli hale getirdi. Söylev sanatının toplum yararı için kullanılabileceğini öne süren ünlü filozof, retoriğin üç unsurundan bahsetti: ethos, pathos ve logos.

3. Roma Dönemi

tarihte retorik yaklaşımlar roma dönemi

Roma döneminde retorik sanatı, tıpkı Antik Yunan’da olduğu gibi siyaset ve hukuk alanında kullanıldı. Örneğin senatolarda kendi görüşünü kabul ettirmek isteyen kişiler, retorik sanatına sıkça başvuruyordu. Ancak zamanla cumhuriyetin yerini monarşinin alması nedeniyle siyasette retoriğin kullanılmasına pek gerek kalmadı. Bunun bir sonucu olarak sözlü kültür devri bitti ve retorik daha çok yazılı kültürde, edebi metinlerde kullanılmaya başladı. Bu yaklaşım, 18. yüzyıla değin devam etti.

Roma döneminin en önemli hatipleri Cicero ve Quintilian idi. Cicero, retoriğin kötü amaçlı kullanılmasını engellemek için konuşmacının ahlaklı, bilgili, iyi bir vatandaş olması gerektiğini ve devlete katkıda bulunacak işler yapması gerektiğini belirtiyordu.

 

 

4. Orta Çağ

orta çağ dönemi

Orta Çağ’da retorik, “hür sanatlar” kapsamına alınarak bir ders olarak öğretilmeye başlamış, bir yandan kilise de retoriğin gücünden faydalanmaya başlamıştır. Örneğin misyonerlik çalışmalarında, vaaz vermede bu sanattan faydalanılmıştır.

Orta Çağ’ın en önemli söylevcilerinden Auerelius Agustinus, kilise retoriğini yazılı bir şekilde kullanmasıyla öne çıkar. Hitabeti Antik Yunan'daki gibi bir tartışma aracı olarak görmemiş, insanlara bir şeyler öğretmek amacıyla bu sanatı kullanmıştır.

5. Retoriğin Yeniden Keşfi

retoriğin yeniden keşfi hümanizm rönesans barok çağ

Hümanizm akımının canlandığı, Rönesans ve Barok dönemin başladığı bir süreçte hayatın pek çok alanında Antik Yunan dönemi faaliyetleri yeniden canlanmıştır. Bu dönemde retoriğe tekrar önem verilmiş, bu sanat ders olarak okutulmaya başlamış ve aristokratlar tarafından bir statü simgesi olarak görülmüştür.

Barok çağında ise hitabet sanatının son altın dönemi yaşanmıştır. Bu dönemde gerek günlük yaşamda gerekse sanat, bilim gibi alanlarda retoriğe önemli rol biçilmiştir. Örneğin insanlardaki duyguları harekete geçirmesi için şiirde bu sanattan sıkça faydalanılmıştır.

 

 

6. Aydınlanma Dönemi

aydınlanma çağı

Aydınlanma döneminde retorik, bilimsel bilgilerin yaygınlaştırılmasında sıklıkla kullanılmıştır. Hukuk yazılı hale geldiği için retoriğin mahkemelerdeki kullanımı azalmış ancak törenlerde, dini hitabetlerde ve politikada kullanılmaya devam etmiştir.

7. Çöküş Dönemi

çöküş dönemi

Tarihte retorik yaklaşımları dendiğinde karşımıza çıkan dönemlerden biri de çöküş evresidir. Çöküş döneminde hitabetin etkilerinin azalmasının en önemli sebepleri yazılı kültürün gelişmesi, insanların içe kapanmaya başlaması, bilginin uzmanlık istemesi olarak gösterilebilir.

Çöküş döneminde söylev sanatı, eğitimde detaylı bir şekilde kullanılmamıştır. Ancak edebiyat, kompozisyon, estetik gibi derslerde retoriğin bazı unsurlarından yararlanıldığı olmuştur.

Bu dönemde kitle retoriği ortaya çıkmıştır. Bu ise parti ve sendikaların halkı etkilemede retoriğin gücünden yararlanması şeklinde açıklanabilir.

8. 20. Yüzyıl

tarihte retorik yaklaşımlar 20. yüzyıl

19. yüzyılın sonlarında unutulmaya yüz tutan retorik sanatı, 20. yüzyılda reklamcılık, internetin ortaya çıkması, akıllı telefonların üretilmesi, görsel medyanın güçlenmesi gibi nedenlerle yeniden canlanmıştır.

Günümüzde kamuoyu oluşturmak, kitleleri belirli bir düşünceye çekmek için bu sanatın gücünden faydalanılmaya devam etmektedir. Yeni medya, geleneksel medya, reklamcılık, siyaset gibi birçok alanda bu yöntemden yararlanılır.

 

 

Retorik ile Belagat Arasındaki Farklar Nelerdir?

retorik ile belagat arasındaki farklar nelerdir

Bir konunun farklı yönlerinin değerlendirilmesini sağlayan retorik, sık sık belagat ile karıştırılır. Retorik, hitabet anlamına gelirken belagat söz söyleme sanatlarını inceleyen bilim dalı olarak tanımlanır. İkisini aynı kabul eden yaklaşımlar da vardır ancak bu yaklaşım yanlıştır.

Retorikte işin ticari bir tarafı da olabilir, yani konuşmacılar bu işten para kazanabilir ancak belagatta ticari amaç güdülmez. Antik çağda retorik bir silah olarak kullanılmış, kitlelerin manipüle edilmesinde rol oynamıştır ancak belagatte bu durum söz konusu değildir.

Eğitim Danışmanımız ile iletişime geç.
Hemen Ara
+90 850 840 54 37
Whatsapp ile destek al
İletişime geçmek için tıkla
Menüyü Kapat