Agnozi Nedir?
Agnozi, bireyin dış dünyadan gelen duyusal bilgileri işleyememesi ile ortaya çıkan nöropsikolojik bozukluktur. Agnoziye sahip bireyler genellikle nesneleri, kişileri, sesleri, şekilleri veya kokuları tanıyamazlar. Hafıza kaybı veya duyusal bozukluklarla ilişkili olmayan agnozi, beyinde bilgi akışını sağlayan ventral yola bağlı oksipitotemporal alanın hasar görmesiyle ortaya çıkar. Genellikle beynin sağ hemisferindeki hasarların sonucu olarak görülen agnozi çift taraflı hasarlara bağlı olarak da ortaya çıkabilir.
Agnozinin Özellikleri Nelerdir?
Agnozinin özellikleri şu şeklide listelenir:
- Agnozi bir nöropsikolojik bozukluktur.
- Duyma, görme ya da dokunma gibi tek bir görevde bozulma meydana gelir. Bu nedenle birden fazla agnozi türü vardır.
- Agnoziler sıklıkla parietal, temporal ve oksipital beyin bölgelerinin hasar almasıyla ortaya çıkar.
- Görme ve işitme duyularına yönelik agnoziler nadir görülür.
- Agnozilerin görülme sıklığı %1’den daha düşüktür.
- Agnozi bozukluğu için bilinen riskli bir grup yoktur.
Agnozi Türleri Nelerdir?
Agnozi türleri şu şekilde listelenir:
- Akinetopsi
- Özalgısal görsel agnozi
- Astereognozi
- İşitsel agnozi
- Ototopagnozi
- Görsel agnozi
- Görsel-mekansal disagnozi
- Taktil agnozi
- Simultanagnozi
- Sosyal duygusal agnozi
- Saf aleksi
- Fonagnozi
- Prosopagnozi
- Bütünleyici agnozi
- Parmak agnozisi
- Form agnozisi
- Çevresel agnozi
- Kortikal sağırlık
- Ağrı agnozisi
- Zaman agnozisi
1. Akinetopsi
Serebral akinetopsi olarak adlandırılan agnozi türüdür. Akinetopsiye sahip birey nesnenin fiziksel özelliklerini ve konumunu algılar ancak hareketini algılayamaz. Bireyin sabit bir arabanın fiziksel özelliklerini ve konumunu algılayabilmesine karşın yoldan geçen bir arabanın fiziksel özelliklerini ve süratini algılamada güçlük çekmesi akinetopsiye örnek olarak gösterilebilir. Görsel algılama sürecinden sorumlu olan oksipital lobun hareketi algıladığı V5 bölümünde meydana gelen hasarlar akinetopsinin ortaya çıkmasına neden olur.
2. Özalgısal Görsel Agnozi
Özalgısal görsel agnozi, bireyin şekilleri ve nesneleri görsel olarak algılamada zorlanması olarak tanımlanır. Özalgısal görsel agnoziye sahip bireyler diğer görsel agnozilerden farklı olarak eşleştirme görevlerinde zorlanırlar. Buna göre özalgılsal görsel agnoziye sahip bireyler birebir özelliklere sahip iki nesneyi birbiriyle eşleştirme ve algılama görevinde güçlük yaşarlar.
3. Astereognozi
Astereognozi veya bedensel agnozi, bireyin dokunma duyusundan gelen bilgileri algılayamaması olarak tanımlanır. Buna göre birey dokunduğu nesnelerin fiziksel yapısını, ağırlığını ve sertliğini algılayamaz. Elinde hiçbir duyusal sorunu olmayan bir kişinin gözleri kapalı iken avucuna konulan bir kalemi dokunarak tanıyamaması astereognoziye örnek olarak gösterilebilir. Astereognozi beyinde algılamadan sorumlu parietal lobun 3-1-2 alanının hasar görmesiyle oluşur.
4. İşitsel agnozi
İşitsel agnozi, işitme duyusunda herhangi bir problemi olmayan bireyin konuşma veya diğer işitsel uyaranları algılama sürecinde güçlük yaşaması olarak tanımlanır. İşitsel agnozinin iki alt türü vardır. Anlamsal çağrışımlı agnozi alt türü, bireyin algıladığı sesleri anlamlandırma sürecinde ortaya çıkan problemlere işaret eder. İşitsel agnozinin diğer türü olan ayırt edici agnozi ise uyaranların yapısının ve özelliklerinin algılanmasında yaşanan güçlüktür. İşitsel agnoziler duymadan ve hafızadan sorumlu temporal lobun hasar alması sonucu ortaya çıkar.
5. Ototopagnozi
Bireyin bedenini, bedeninin yarısını veya bedeninin uzuvlarını algılamada zorlanması, tanıyamaması ya da başkasına ait olduğunu öne sürmesi ototopagnozi olarak tanımlanır. Ototopagnoziye sahip bireyler bedenini hareket ettirme ve uzuvlarını yönetme becerilerinde zorlanırlar. Bu bireyler bedenini veya uzuvlarının kendine ait olmadığını öne sürerek vücutlarına zarar verme davranışında bulunabilirler. Ototopagnozi sıklıkla beynin sol hemisferinde parietal lobun hasar almasıyla ortaya çıkar.
6. Görsel agnozi
Görsel agnozi, bireyin şekilleri ve nesneleri görsel olarak algılamada zorlanması olarak tanımlanır. Görsel algıda yaşanan zorluklar bireyin nesneleri tanıma, ayırt etme, çizim yoluyla taklit etme ve örgütleme becerilerini kısıtlar. Masa üzerinde duran kalemin fiziksel özelliklerini algılayamayan bireyin kalemi tanımada ve kullanmada problem yaşaması görsel agnoziye örnek olarak gösterilebilir. Görsel agnozi oksipital lobun V1-2 bölgelerinde meydana gelen hasar sonucu ortaya çıkar.
7. Görsel mekansal disagnozi
Bireyin çevresinde bulunan nesnelerin birbirlerine göre konumlarını, yönelimlerini ve etkileşimlerini algılamada ortaya çıkan zorluklar görsel mekansal disagnozi olarak adlandırılır. Bir odada bulunan mobilyaların ve nesnelerin özelliklerinin, aralarındaki mesafenin, derinlik algısınının ya da nesnelere ilişkin içsel imgelerin birey tarafından algılanamaması görsel mekansal disagnoziye örnek olarak gösterilebilir. Görsel mekansal disagnozi parietal lobda meydana gelen hasar sonucu ortaya çıkar.
8. Taktil Agnozi
Taktil agnozi, herhangi bir duyusal bozukluğa sahip olmayan bireyin nesneleri dokunarak algılayamaması olarak tanımlanır. Taktil agnozi, astereognoziden farklı olarak algılama gerçekleşmeden önceki süreçte ortaya çıkan bozukluktur.
9. Simultanagnozi
Simultanagnozi, bireyin görsel algı yoluyla elde ettiği bilgileri bütün olarak işleyememesi olarak tanımlanır. Buna göre birey, görme alanındaki nesneleri veya canlıları bir bütün olarak değil parça parça işler. Simultanagnozi beyinde oksipitoparietal bölgenin çift taraflı olarak hasar alması ile ortaya çıkar.
10. Sosyal duygusal agnozi
Sosyal duygusal agnozi, bireyin sözel olmayan ifadeleri algılamakta ve sergilemekte yaşadığı problem olarak açıklanır. Bireyin sosyal etkileşimini bozan sosyal duygusal agnozi sıklıkla vücut dilinin hatalı kullanımı nedeniyle iletişim problemlerine yol açar.
11. Saf aleksi
Saf aleksi, bireyin kelimeleri algılamada yaşadığı sorunlar olarak tanımlanır. Saf aleksiye sahip birey harfleri algılamada, organize etmekte ve örgütleme becerisinde güçlük yaşar. Saf aleksi disleksi ve disgrafi ile ilişkisiz bir bozukluktur. Saf aleksi beynin temporooksipital bölgesinde meydana gelen hasarlar sonucu ortaya çıkar.
12. Fonagnozi
İnsanlar tarafından kullanılan sözel ifadeleri kolaylıkla algılayabilen bireyin hayvanlardan gelen işitsel uyarıcıları algılamakta yaşadığı zorluk fonagnozi olarak açıklanır. Afazi olarak adlandırılan konuşma problemleri ile ilişkili olmayan fonagnozi, sağ hemisferde parietal lobun hasar almasıyla ortaya çıkar.
13. Prosopagnozi
Prosopagnozi, bireyin kendisinin veya başkasının yüzünü algılamakta yaşadığı sorunlar olarak açıklanır. Prosopagnoziye sahip birey, yüzü oluşturan burun göz gibi organları organize ederek bütünü oluşturmada sorun yaşar. Prosopagnozi beyinde temporal lobda oluşan hasar nedeniyle meydana gelir.
14. Bütünleyici agnozi
Bütünleyici agnozi özalgısal agnozi ile benzerlik gösterir. Bütünleyici agnozi, özalgısal agnoziden farklı olarak bütünü oluşturan parçaları kolaylıkla algılayabilir ancak bu parçaları organize ederek bütünü algılamada güçlük yaşar. Bütünleyici agnozi oksipital lobun hasar alması sonucu ortaya çıkar.
15. Parmak agnozisi
Parmak agnozisi bireyin kendisinin ya da başkasının parmaklarını algılayamaması olarak tanımlanır. Gerstmann sendromunun da bir belirtisi olan parmak agnozisi sıklıkla tek başına görülmez. Parmak agnozisi parietal lobun hasar almasıyla ortaya çıkar.
16. Form agnozisi
Form agnozisi bireyin bir nesnenin ayrıntılarını görsel olarak algılama becerisine sahip olmasına rağmen bütünü algılamada zorluk yaşaması olarak tanımlanır.
17. Çevresel agnozi
Çevresel agnozi çevreyi, mahalleyi ve güzergahları algılamada güçlük olarak açıklanır. Çevresel agnoziye sahip birey yer ve yön bulmaya yönelik görevlerde zorluk yaşar. Çevresel agnozinin ortaya çıkmasında oksipital, parietal ve temporal lob hasarları rol oynar.
18. Kortikal sağırlık
Kortikal sağırlık, işitsel uyaranların beyinde işlenmemesi olarak tanımlanır. Kortikal sağırlık duyu alma sürecinde ortaya çıkan bozukluklarla ilişkili değildir. Kortikal sağırlık işitsel agnoziye benzer ancak birey işitsel agnoziden farklı olarak ses duyamaz.
19. Ağrı agnozisi
Ağrı agnozisi bireyin vücudunda oluşan ağrı ve yaralanmaları algılamaması olarak tanımlanır. Fizyolojik hastalıkların ortaya çıkardığı ağrı temelli belirtileri algılayamayan birey sağlık sorunları ile karşı karşıya kalabilir.
20. Zaman agnozisi
Zaman agnozisi, bireyin zamanın akışını algılamada güçlük çekmesi olarak tanımlanır. Zaman agnozisine sahip birey zaman aralıklarını olduğundan uzun veya kısa şekilde algılar.
Agnozinin Nedenleri Nelerdir?
Agnozinin nedenleri şu şekilde sıralanır:
- Genetik faktörler
- Felç, bunama veya benzeri nörolojik sendromlar
- Kafa travması ya da baş yaralanmaları
- Gelişimsel bozukluklar
- Beyin enfeksiyonu ve iltihaplar
- Tümörler
- Karbondioksit zehirlenmeleri
Agnozinin Belirtileri Nelerdir?
Agnozinin belirtileri şunlardır:
- Bir cismi görsel olarak tanıyamama ancak dokunulduğunda isimlendirebilme
- Bir cismi görsel olarak tanıyamama ancak özelliklerini söyleyebilme ve şeklini çizebilme
- Tek seferde birden çok cismi algılayamama
- Nesnelere çarpma
- Diğer bireylerin yüzüne bakarak kim olduğunu algılayamama
- Kelimeleri okuduğunda anlayamama ancak seslendirdiğinde anlama
- Ses tonunu ayırt edememe
- Elde tutulan iki farklı nesneyi karıştırma
- Bedeni veya bedene ait uzuvları tanıyamama
Agnozinin Fiziksel Belirtileri Nelerdir?
Agnozinin fiziksel belirtileri şunlardır:
- Nesnelere çarpma sonucu vücutta oluşan morluklar
- Bedene yönelik zarar verici davranışlar sonucu oluşan yaralanmalar
Agnozinin Zararları Nelerdir?
Agnozinin zararları şu şekilde listelenir:
- Agnozi bireyin okul, iş ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkiler.
- Bireyin kişiler arası iletişim becerisini düşürür.
- Algılama problemleri kaza ve yaralanmalara neden olur.
Agnozi Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Agnozinin belirtilerini ortadan kaldıracak bilinen bir tedavi yaklaşımı yoktur. Agnozinin tanılanmasının ardından alınacak önlemler bireyin yaşam kalitesinin artmasına ve ortaya çıkabilecek tehlikelerin önüne geçilmesine olanak sağlar.
Agnozi Hastalığına Psikoterapi Uygulanabilir mi?
Bir algı bozukluğu türü olan agnozinin belirtilerini ortadan kaldıracak bir tedavi yaklaşımı yoktur. Öte yandan agnozi, bireyin yaşamını çok farklı alanlarda ve değişik düzeylerde olumsuz yönde etkiler. Bu etkilere bireyin ruh sağlığı örnek olarak gösterilebilir. Depresyon ve anksiyete belirtileri, agnozi bozukluğuna sahip bireylerde yaygın olarak görülür. Farklı psikoterapi yaklaşımları ile bireyin sahip olduğu kaygılı ve depresif düşünceler ortadan kaldırılabilir. Böylece bireyin yaşam kalitesinde iyileşme sağlanır.
Agnozi Olan Kişilere Nasıl Davranılmalıdır?
Agnozi zeka geriliği, çeşitli duyusal problemler, hafıza sorunları ve dil kullanımından bağımsız olarak ortaya çıkan bir sendromdur. Agnozi tanılı birey ile etkileşime giren kişilerin agnozinin özelliklerine hakim olması ortaya çıkabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesinde faydalıdır. Bireyin yakın çevresinden gelen psikososyal destek agnozi ile başa çıkma yöntemlerinin gelişiminde etkili rol oynar.
Agnozi ile Nasıl Yaşanır?
Agnozi, bireyin yaşamını farklı yönlerde olumsuz etkileyen bir bir algı bozukluğu türüdür. Agnozinin birden fazla türü olması nedeniyle her alt türün ortaya çıkardığı etkiler birbirinden farklılık gösterir. Agnozinin en şiddetli etkileri bireyin günlük hayatında görülür. Bu nedenle bireyin günlük hayatı rutinleştirilerek agnozinin olumsuz etkileri azaltılmalıdır. Bireyin işe gitmek için aynı güzergahı ve araçları kullanması rutinlere örnek olarak gösterilebilir. Bireyin evinde ve çalışma ortamında bulunan eşya sayısı azaltılmalıdır. Sık kullanılan eşyalara agnozinin türüne göre değişen görsel veya işitsel uyaranların eklenmesi bireyin yaşam kalitesini arttıracaktır.