


Subjektif Ne Demek? Subjektif ve Objektif Arasındaki Farklar

Subjektif, bir olayın ya da durumun kişisel duygu, düşünce ve bakış açılarına göre değerlendirilmesi anlamına gelir. Yani, kişinin kendi deneyimleri, inançları ve yorumları doğrultusunda şekillenen öznel bir bakış açısını ifade eder. Bu tür değerlendirmelerde gerçeklerden çok, bireyin hisleri ve yorumları ön plandadır.
Subjektif ve objektif kavramları özellikle felsefe, psikoloji, sanat, hukuk ve günlük yaşamda sıkça karşılaştırılan iki önemli yaklaşımdır. Objektif bakış açısı, kişisel görüşlerden bağımsız, doğrulanabilir ve somut verilere dayalıdır. Subjektif ise kişiden kişiye değişebilen, evrensel bir doğruluğu olmayan değerlendirmeleri ifade eder.
İçindekiler
Subjektif Ne Demek?
Subjektif, bir olayın, durumun ya da bilginin kişisel duygu, düşünce, inanç ve bakış açılarına göre değerlendirilmesi anlamına gelir. Bu yaklaşımda gerçeklik, kişinin kendi algısı ve yorumuyla şekillenir. Dolayısıyla subjektif yargılar, kişiden kişiye değişebilir ve evrensel bir doğruluk taşımaz.
Türk Dil Kurumuna göre subjektif, “öznel” anlamına gelir ve Fransızca subjectif kelimesinden Türkçeye geçmiştir. Fransızca kelime ise kökenini Latince subjectivus ve subjectum (konu, özne) sözcüklerinden alır. Sanat, edebiyat ve günlük yaşamda subjektif değerlendirmeler yaygındır.
Örneğin bir yemeğin “çok lezzetli” bulunması ya da “fazla tuzlu” görülmesi, tamamen kişisel algıya ve zevke bağlıdır. Bu nedenle subjektif bakış açısı, nesnel gerçeklerden çok bireysel yorumlara dayanır.
Felsefede Subjektif Nedir?
Felsefede subjektif, bilgi, düşünce ya da yargının bireyin öznel algısına, deneyimine ve bakış açısına bağlı olması durumunu ifade eder. Bu bağlamda gerçeklik, bireyin zihninde şekillenir ve kişiden kişiye değişebilir.
Subjektif yaklaşım, mutlak ya da evrensel bir doğruluk iddiasında bulunmaz; bunun yerine her bireyin kendi koşullarına, inançlarına ve değerlerine göre farklı bir gerçeklik algısına sahip olabileceğini kabul eder.
Felsefi düşüncede subjektiflik, özellikle bilgi teorisi ve ahlak felsefesi tartışmalarında öne çıkar. Örneğin ahlaki yargıların subjektif olduğunu savunan yaklaşımlar, “iyi” ya da “kötü” kavramlarının evrensel değil, kişisel ve kültürel koşullara göre değiştiğini ileri sürer.
Descartes, Kant, Kierkegaard ve Husserl gibi filozoflar, subjektiflik kavramını farklı perspektiflerden ele almış ve bireyin iç deneyiminin bilgi üretimindeki rolünü tartışmıştır.
Subjektif ve Objektif Arasındaki Farklar Nelerdir?
Subjektif, herhangi bir olguya dayanmadan kişisel görüşlere, duygulara ve yorumlara dayanmak; objektif ise doğrulanabilir olgulara dayalı tarafsız ve dengeli bir gözlem yapmak anlamına gelir.
Subjektif bakış açısında değerlendirmeler kişiden kişiye değişir ve evrensel doğruluk taşımaz. Objektif bakış açısında ise ölçülebilir, tekrarlanabilir ve kanıtlanabilir veriler ön plandadır.
Sanat eleştirisi, kişisel beğeni veya duygusal yorumlar subjektif alana girerken; bilimsel araştırmalar, hipotezlerin kanıtlarla test edilmesi, resmi istatistikler ve hukuki kararlar objektif yaklaşımın örnekleridir.

SEO İçerik Yöneticisi
1995 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Görkem Hasgül, lise öğreniminin ardından Müjdat Gezen Sanat Merkezi Konservatuvarını %100 burslu olarak kazanmıştır.
MSM’deki Yazarlık Bölümü eğitiminin ardından djital bir dergide içerik editörlüğü yapan Hasgül, 2018 yılında ülkenin en büyük reklam ajanslarından biri olan TBWA/Istanbul – Being Çözüm’de reklam yazarlığı yapmıştır.
Sonraları çeşitli ajanslarda metin yazarlığı tecrübeleri edinmiş olsa da kariyerini dijital alanda sürdürmüş ve yine bu dönemde SEO alanında uzmanlaşmıştır.
Şu an Türkiye’nin en büyük online eğitim platformu olan Boğaziçi Enstitüsünde içerik direktörlüğü pozisyonunda çalışmaktadır.