Şizofreni Nedir?
Şizofreni, bireyin tutarsız ve mantıksız düşüncelere sahip olması, tuhaf davranışlar sergilemesi, sesler duyması gibi sanrılara veya halüsinasyonlara neden olan ciddi bir sendromdur. Tipik olarak genç yetişkinlik döneminde başlayan şizofreni kalıtsal bir hastalıktır.
Şizofreni Ne Demek?
Şizofreni Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından bireyin düşüncelerindeki değişiminin normal olmayan zihinsel ve davranışsal süreçleri ortaya çıkardığı psikolojik bozukluk olarak tanımlanır. Bireyin düşüncelerindeki değişimler algılama süreçlerinde hatalara neden olur. Böylece birey duygusal ifadeden yoksun, ani ve anormal davranışlar sergiler.
Şizofreninin Tarihçesi
Psikiyatrik bozukluklara yönelik ilk açıklamalar Antik Çağ’da yaşayan Hipokrat tarafından yapılmıştır. Ancak Orta Çağ’dan Yakın Çağ’a kadar psikiyatrik bozukluklar doğaüstü güçler, kötü ruhlar ve günah için cezalandırma gibi manevi fenomenlerle açıklanmıştır. Bu bozukluklara yönelik tedavi yaklaşımları ise şeytan kovma ayinleri ve çeşitli basit cerrahi işlemlerden oluşmuştur.
Şizofreni bir zihinsel bozukluk olarak ilk kez 1887'de Dr. Emile Kraepelin tarafından ele alınmıştır. Şizofreni belirtilerini "erken bunama" olarak tanımlayan Kraepelin, sendromu Alzheimer gibi yaşamın ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkan demanslardan ayırmayı amaçlamıştır. İsviçreli bir psikiyatrist olan Eugen Bleuler ise 1911 yılında belirtileri bunamadan ayırarak hastalığı ilk kez şizofreni olarak tanımlanmıştır.
Bleuler hastalığa sahip kişilerin zihinsel karışıklığını ve parçalanmış düşünme özelliğini vurgulamaktadır. Bleuler, semptomları olumlu veya olumsuz olarak tanımlayan ilk kişi olmasına rağmen hem Kraepelin hem de Bleuler, şizofreni semptomlarının farklı kategorilerde kümelenme eğiliminde olduğunu vurgulayarak bugün kullanılmaya devam eden bir şizofrenik alt tip tipolojisi oluşturdular.
1959 yılında Kurt Schneider’in sendromun ayırıcı özelliklerini tanımlaması, şizofreni ve alt türlerinin açıklanmasına büyük katkı sağladı. Bu gelişme, tanımlamak için yaygın olarak kullanılan iki tanı kılavuzuna ilham kaynağı oldu. Şizofreniyi diğer psikozlardan etkili bir şekilde ayıran sınıflandırmalar belirginleştikçe sendromun nasıl ortaya çıktığına dair teoriler de yaygınlaştı.
Gregory Bateson 1950'lerin ortalarında oluşturduğu çifte bağlanma teorisiyle şizofreninin belirli kötü ebeveynlik biçimlerinden kaynaklandığını öne sürdü. Bateson’a göre ebeveynlerin sözleri ve davranışları arasındaki tutarsızlık şizofreniyi ortaya çıkaran en önemli faktördür. Ebeveynlerin bu tutarsızlığına bir ebeveynin çocuğunu övmesine karşın ona kötü davranması örnek gösterilebilir. Bu teori bilimsel kanıtların eksikliği nedeniyle büyük ölçüde reddedilse de stresli çocukluk yaşantılarının ve travmatik olayların şizofreniyi etkilediğine yönelik yaklaşımlar günümüzde kabul görmektedir.
Şizofreni Çeşitleri Nelerdir?
Şizofreni çeşitleri şu şekilde listelenir:
- Rezidüel şizofreni
- Farklılaşmamış şizofreni
- Paranoid şizofreni
- Katatonik şizofreni
- Dezorganize (hebefrenik) şizofreni
1. Rezidüel Şizofreni
Rezidüel şizofreni, hastanın psikoz, halüsinasyon ve hezeyan gibi pozitif belirtilerinin azalması sonucu negatif belirtilerinin baskın hale gelmesiyle ortaya çıkar. Rezidüel şizofreni hastaları özgüven kaybı, benlik saygısının düşüklüğü ve hayattan zevk alamama gibi negatif belirtiler sonucu sosyal geri çekilme yaşar. Bu durum hastanın izole hale gelmesine ve şizofreninin yıkıcı etkilerinin artmasına neden olur. Negatif belirtiler nedeniyle hasta kendini tekrarlayan kronik bir süreç içine girer.
2. Farklılaşmamış Şizofreni
Farklılaşmamış şizofreni, hastalığı teşhis edecek belirtilerin olmasına rağmen bu belirtilerin paranoid, katatonik, dezorganize ve rezidüel şizofreni olarak sınıflandırılamayan şizofreni türüdür. Farklılaşmamış şizofreni hastaları geçirdiği şizofreni atağından sonra belirgin depresif çöküntü yaşar. Kaygı, suçluluk, öz güven kaybı, pişmanlık ve uyku problemleri depresyona eşlik eder. Farklılaşmamış şizofrenide psikoz, hezeyan ve halüsinasyon gibi pozitif belirtiler de görülür.
3. Paranoid Şizofreni
Paranoid şizofreni psikoz, halüsinasyon ve hezeyan gibi pozitif belirtilerin yoğun olarak görüldüğü türdür. Paranoid şizofreniye sahip bireyin düşüncelerinde kopukluk, mantıksızlık ve tutarsızlık vardır. Felsefeye, doğaüstü güçlere ve dine karşı aşırı düşkünlük paranoid şizofrenide yaygın olarak görülür. Bu nedenle paranoid şizofreni bireyler sıkça kuşkucu düşüncelere sahip olurlar. Düşüncelerinin temelinde başkaları tarafından zarar görme, kendisini siyasi ya da dini lider olarak algılama ve alınganlık yer alır. Paranoid şizofreninin belirtileri diğer şizofreni türlerine göre daha geç ve yavaş ortaya çıksa da daha yıkıcı etkilere neden olur. Paranoid şizofreniye sahip bireyler kuşkucu ve alıngan düşünceleri nedeniyle topluma uyum sağlayamazlar. Kişiler arası ilişkileri sürdürmede güçlük yaşayan paranoid şizofreni hastaları gerekli eğitimi alsalar bile çalışma hayatında zorluklar yaşarlar. Öte yandan tedavi süreci başarılı ilerleyen bireyler ekip çalışması gerektiren işlerde çalışamasalar da bireysel beceri gerektiren işlerde çalışabilirler.
4. Katatonik Şizofreni
Katatonik şizofreniyi diğer türlerden ayıran en önemli özellik hastanın fiziksel hareketleridir. Katatonik şizofreniye sahip bireyler sabit ve katı biçimde durarak çevreleriyle etkileşime girmezler ancak çevreyi gözleriyle takip ederler. Öte yandan şizofren atakları ortaya çıktığında aşırı hareketli ve ya olağan biçimde davrandıkları görülebilir. Katatonik şizofreniye sahip bireyler genellikle harekete ve konuşmaya isteksiz olsalar da telkinler sonucu doğal davranabilirler. Bireyler konuşmasalar da sesleri veya cümleleri tekrarladıkları döngülere sahip olabilirler. Sıkıntı ya da ihtiyaçlarını dile getirmeyen katatonik şizofreniye sahip bireyler kilo kaybı, yeme sorunları, fiziksel rahatsızlıklar ve uyku problemleri yaşarlar.
5. Dezorganize (Hebefrenik) Şizofreni
Dezorganize (hebefrenik) şizofreninin temelinde delüzyon, halüsinasyon ve psikoz gibi pozitif belirtilerin yol açtığı düşünce bozulmaları yer alır. Bu düşünce bozulmaları bireyin konuşmasını, jestlerini, mimiklerini ve hareketlerini olumsuz yönde etkiler. Dezorganize şizofreni diğer türlere göre genç yaşta ve pozitif belirtilerle ortaya çıkar. Dezorganize şizofreni hastası olan bireylerin sosyal uyumu çok düşüktür bu nedenle toplumdan izole bir yaşam sürerler.
Şizofreni Belirtileri Nelerdir?
Şizofreninin belirtileri şu şekilde listelenir:
- İşitsel veya görsel halüsinasyon
- Hezeyan (Delirium)
- Psikoz
- Sosyal geri çekilme
- Dikkat, problem çözme gibi zihinsel süreçlerde bozulmalar
- Organize edilemeyen düşünceler
- Konuşmayı sürdürmede güçlükler
- Motivasyon kaybı
- Yaşam aktivitelerine ilgi kaybı
- Hayattan zevk alamama
Şizofreni Hastalığı Kimlerde Görülür?
Şizofreni gen aktarımı yoluyla ebeveynden çocuğa geçen kalıtsal bir sendromdur. Şizofreninin toplumda görülme sıklığı %1’dir. Erkekler şizofreni hastalığı öncelikli risk grubunda yer alırlar. Toplumun her kesiminde görülebilen şizofreni genellikle erkeklerde 20-25 kadınlarda ise 23-28 yaşları arasında ortaya çıkar.
Şizofreni Nedenleri Nelerdir?
Şizofreninin nedenleri şunlardır:
- Dopamin dengesizliği
- Glutamat düzeyinde azalma
- Travmatik yaşam olayları
- Aile içi iletişimde sorunlar
Şizofreni Teşhisi Nasıl Konulur?
Şizofreninin teşhisi hastanelerde psikiyatri uzmanları tarafından konulur. Şizofreni teşhisi için kapsamlı testler ve teknikler kullanılır. Bu nedenle şizofreninin teşhis süreci diğer psikolojik sendromlara göre uzun sürer.
Şizofreni hastalarının içgörü düzeyleri sağlıklı bireylere göre oldukça düşüktür. Şizofreni hastaları olayları değerlendirmekte ve mevcut belirtileri kavramakta güçlük çekerler. Bu nedenle şizofreninin tanı süreci, hastaların farklı branşların uzmanları tarafından psikiyatri servisine yönlendirilmesi ile başlar.
Tanı sürecinde hastalar gözlem ve görüşme teknikleri kullanılarak değerlendirilir. Uzmanlar şizofreninin tanısında psikolojik testlerden, kan testlerinden ve fiziksel testlerden de yardım alırlar. Kişilik testleri, ruhsal durum değerlendirme testleri ve çeşitli nöropsikolojik testler uzmanlar tarafından sık kullanılan araçlardır.
Şizofreni Tedavisi Nasıl Yapılır?
Şizofreninin belirtilerini ortadan kaldıracak bir tedavi yöntemi henüz keşfedilmemiştir. Günümüzde tercih edilen tedavi yöntemleri şizofreninin belirtilerini azaltmaya ve önlemeye yönelik olarak uygulanmaktadır. Şizofreninin tedavisinde yaygın olarak farmakoterapiler kullanılır. İlaç tedavileri ile bireyin belirtilerinin azaltılması ve psikoz ataklarının önlenmesi amaçlanır. Şizofreninin tedavisinde kullanılan yöntemlerden bir diğeri elektro konvülsif tedavidir (EKT). EKT beynin yapay bir elektrik akımı ile uyarılmasını içeren bir psikiyatrik yöntemdir. Bu yöntem ile belirtilerin azaltılması ve şizofreni ataklarının önlenmesi sağlanır.
Psikoterapi ve rehabilitasyon süreçleri de şizofreninin tedavisinde yer alan yöntemlerdir. Psikoterapi yöntemleri ile bireyin içgörüsünün arttırılması ve belirtilerin etkisinin azaltılması hedeflenir ancak şizofreni hastalarının psikoterapi sürecine devam etme oranı çok düşüktür. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı bünyesinde hizmet veren Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri şizofreni hastalarının rehabilitasyonu için etkin şekilde çalışmaktadır. Şizofreni hastaları bu merkezlere gelerek çeşitli eğitimler alabilir, aktivitelere katılarak sosyalleşebilir ya da ruh sağlığı uzmanlarından hizmet alabilirler. Ülkemizde ruh sağlığı alanında hizmet veren psikiyatri hastaneleri şizofreninin tanı ve tedavi sürecinde etkin rol oynar. Psikiyatri hastaneleri yatarak tedavi görmesi görmesi gereken veya müşahede altına alınması gereken hastalara hizmet verir.
Şizofreni Atakları Ne Kadar Sürer?
Sıklıkla halüsinasyon ve hezeyanlarla ortaya çıkan psikoz ataklarının şiddeti hastanın yaşına ve hastalığın seyrine göre farklılık gösterse de ortalama 4 veya 8 hafta arasında değişmektedir. Şizofreni ataklarının ortaya çıkmasında mevsim geçişleri veya travmatik yaşam olayları etkili olur. Şizofreni atakları genellikle hastaneye yatış gerektirir. Bu atakların tedavisinde ilaç tedavileri, EKT uygulamaları ve diğer psikiyatrik tedaviler uygulanır. Yatarak tedavi gören hastalar ruh sağlığı uzmanları tarafından verilen karara göre hastaneden taburcu olur.
Şizofreni Genetik midir?
Şizofreni genetik kaynaklı bir hastalıktır. Hastalık gen aktarımı yoluyla anne ve babadan çocuğa geçer. Öte yandan birey genetik olarak şizofreniye yatkınlığı olsa da belirtiler çevresel faktörler tarafından tetiklenmeden ortaya çıkmaz. Bu nedenle şizofreni genetik temelli ancak çevresel koşullardan bağımsız olarak açıklanmayan bir hastalıktır.
Stresli Kişiler Şizofreni Olabilir mi?
Şizofreni genetik nedenlere dayanan bir hastalık olsa da stres gibi çevresel faktörler hastalığın ortaya çıkmasında etkili olur. Şizofreni belirtileri sıklıkla genç yetişkinlik dönemine kadar ortaya çıkar. Şizofreniye genetik yatkınlığı bulunan bireylerin yaşamının bir bölümünde maruz kaldığı stres, şizofrenik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Ayrıca kronik stres belirtileri taşıyan kişilerde şizofreni daha çok görülür. Bu nedenle stres ile şizofreni arasında ilişkinin varlığından söz edilse de hastalığın kaynağının stres olduğu söylenemez.
Kategoriler
Son Yazılar
En Çok İşe Yarayan Sertifikalar
21 Ağustos 2023
11 Maddede Etkili Sunum Teknikleri
14 Ağustos 2023
Risk Analizi Nedir?
13 Ağustos 2023