Psikanaliz Nedir?
Psikolojinin ilk ve en bilinen kuramlarından olan psikanaliz Sigmund Freud tarafından psikopatolojilere, kişiliğe ya da davranışlara yönelik açıklamalar getiren yöntemler bütünüdür.
İçindekiler
Psikanaliz Ne Demek?
Sigmund Freud’un bireyin sahip olduğu psikopatolojileri ve davranışları zihinsel süreçler üzerinde id, ego, süperego, libido ve içgüdü gibi kavramları ile tanımladığı psikoloji kuramı psikanaliz olarak tanımlanır. Psikanaliz Sigmund Freud tarafından oluşturulan bir kuram olmasına karşın içerisinde barındırdığı hipotezler ve kavramlar psikoloji bilimi için referans noktası oluşturur. Günümüzde etkisini kaybetmiş olsa da etkisini sürdüren kurama yönelik çalışmalar bilinçaltı ve kişilik kavramları üzerinden devam etmektedir.
Psikanalizin Tarihçesi
Nöroloji alanında doktorluk yapan Sigmund Freud kendisinden önce gerçekleştirilen biyolojik ya da genetik faktörlere bağlı olmayan hastalıkların nedenlerine yönelik araştırmalara odaklanmıştır. Bir süre histeri hastalarıyla da çalışan Freud, psikanaliz kuramının temeline zihinsel süreçlerin patolojilerdeki etkisini yerleştirmiştir.
Freud, psikolojinin kabul edilen başlangıç tarihi 1879’dan önce zihin ve davranışa yönelik çalışmalar yapsa da Freud’un öne sürdüğü kavramlar bilimsel yöntemlerin temel gereksinimlerini karşılamadığı için ilk olarak kabul edilmez. Freud, çalışmalarında bilinçaltı süreçlerine ve insan davranışını hangi faktörlerin etkilediğine yönelik araştırmalara yer vermiştir.
Sigmund Freud tarafından ortaya atılan psikanaliz kuramı 19. ve 20. yüzyılda yaşayan pek çok bilim insanını etkilemiştir. Alfred Adler, Erich Fromm, Carl Gustav Jung, Erik Erikson ve Karen Horney’in kendi psikolojik kuramlarının içeriğinde psikanalitik kuramın yansımaları görülür. Psikanalizden etkilenen bu kuramcılar Freud’un çoğu fikrini onaylasalar da farklı olarak karşı çıktığı noktalara da sahiptir. Bu karşı çıkılan noktalara bilinçaltı kavramının yapısı, özellikleri, cinselliğin insan davranışındaki etkisi, güdüler ve dürtüler örnek gösterilebilir.
Psikanaliz ve psikanalitik kuramlar psikolojinin sendromları tanımlamada ve tedavi etmede kullanılan ilk yöntemlerine sahiptir. Hipnoz, serbest çağrışım ve projektif testler bu yöntemlere örnek olarak verilebilir. Günümüzde bu tekniklerin pek çoğu terk edilmiş olsa da projektif testler hala kimi psikologlar tarafından kullanılmaktadır. Psikopatolojilerin tedavisinde kullanılan psikanaliz günümüzde kullanılan modern psikoterapi yaklaşımlarının ortaya çıkmasına büyük katkı sağlamıştır. Psikanalize diğer yaklaşımlar tarafından getirilen eleştiriler bilimsel ilerlemenin gerçekleşmesine yardımcı olmuştur. Bir tedavi yöntemi olarak psikanaliz günümüzde çok uzun süreli, maliyetli ve modern yöntemlere göre başarı oranı düşük olması nedeniyle psikologlar tarafından yaygın olarak olarak tercih edilmemektedir. Öte yandan psikanalizin eğitimi ve uygulanması da oldukça zordur.
Psikanalizin Savunucusu Kimdir?
Psikanaliz Sigmund Freud tarafından ortaya atılmış bir kuram olmasına karşın yaklaşımın temelinde yer alan kavramlar diğer bilim insanlarının teorilerinde de bulunmaktadır. Psikanalizden sonra gelen ve Freud’un fikirlerinden etkilenen yaklaşımlar genel olarak psikanalitik kuramlar olarak tanımlanır. Bu nedenle Sigmund Freud yaklaşımın kurucusu olarak kabul edilse de psikanalizin birden fazla savunucusu bulunur. Psikanalitik kuramın savunucuları Freud’un önermelerini genel olarak kabul ederler ancak bu yaklaşımlarının temelinde farklı ögeler ve özellikler bulunur. Bu ögelere Alfred Adler’in kuramının temelinde Freud’dan farklı olarak sevginin yer alması örnek olarak gösterilebilir.
Psikanaliz Ne İşe Yarar?
Psikanalizin kullanım alanları şunlardır:
- Tanısal süreçler
- Tedavi süreçleri
- Kişilik ve benlik farkındalığı kazandırılması
- Projektif testlerin geliştirilmesi
- Patolojik olmayan ancak bireyi rahatsız eden sorunların ortaya çıkarılması
Psikanaliz Kuramı Nedir?
Psikanaliz kuramı psikoloji tarihinde kurulan ve kendisinden sonra gelen yaklaşımları derinden etkileyen kişilik kuramıdır. Sigmund Freud’un çalışmaları ve varsayımları ile ortaya çıkan kuram başta psikanalitik kuramcılar ve Freud’un izinden giden bilim insanları ile gelişerek popülerliğini sürdürmüştür. Psikanaliz tarih boyunca yalnızca gelişmemiş, kendisinden sonra gelen ancak varsayımlarını reddeden yaklaşımlar için de referans kaynağı olmuştur. Psikanalitik kuramın temelinde zihin-davranış ilişkisine, kişilik gelişimine ve psikopatolojilere yönelik değerlendirmeler bulunur. Başta Freud olmak üzere pek çok bilim insanı psikanaliz kuramının kavramlarına bireysel yorumlamalar getirerek açıklamalarda bulunmuşlardır.
Psikanaliz, bireyin kişilik gelişimini çocukluk yıllarında bulunan farklı özelliklere sahip dönemlere ayırır. Bu gelişim dönemlerinin her biri farklı odak noktalarına sahiptir. Birey bir gelişim dönemini tamamlamadan sonraki döneme geçemez. Öte yandan çevresel faktörler ve patolojiler nedeniyle birey bulunduğu gelişim döneminde takılı kalabilir veya bir önceki döneme gerileyebilir. Bu nedenle psikanalize ya da psikanalitik kuramlara göre çocukluk döneminde ortaya çıkan ve kişinin farkında olmadan yaşadığı olaylar psikolojik bozuklukların ortaya çıkmasına neden olur. Ortaya çıkan bozuklukların tedavisi ise Freud tarafından geliştirilen, modern psikoterapilerin ilk örneği olan psikanaliz süreci ile gerçekleştirilir.
Psikanaliz ile İlgili Kavramlar Nelerdir?
Psikanaliz ile ilgili kavramlar şunlardır:
- İd
- Ego
- Süperego
1. İd
Freud tarafından ortaya atılan id kavramı bireyin dürtü, arzu ve içgüdülerinden oluşur. İd kişiliği oluşturan ilk yapılardan biridir. Freud id kavramını tarih öncesi çağlardan bu yana gelen bir mekanizma olarak tanımlar. Evrimsel süreçte varlığını koruyan id, Freud’a göre insanı arzu ve isteklerine göre yönetir. Bireyin verdiği kararlar veya sergilediği davranışlar id tarafından güdülenir.
2. Ego
Ego ilkel dürtü ve güdülerden oluşan id ile modern insanın ahlaki düşünce ya da davranış kalıplarını dengeleyen bir mekanizmadır. Freud’un yapısal modeline göre bilinçaltı ve bilinç düzeyi ile bağlantı sağlayan ego; bireyin duygu, düşünce ve davranışsal süreçlerine bir tutarlılık katar. Freud’a göre ego bütünlüğü ruh sağlığının korunmasında önemli bir yer tutar. Öte yandan ego bütünlüğü tam olan birey id ve süperego arasındaki çatışmalara sağlıklı çözümler getirebilir. Bu çözümler bireyin duygu, düşünce ve davranışlarına tutarlılık, modern yaşam biçimine ise uygunluk sağlar.
3. Süperego
Süperego düşünce ve davranışsal süreçlerde ahlaki ya da yasal kuralları gözeten kişilik yapısıdır. Süperego bilinç düzeyinde yer alır ve olaylara mantıksal değerlendirmeler getirir. Süperego id kavramının tam tersi olarak düşünülebilir. Bu nedenle süperego ve id arasında sıklıkla çatışmalar çıkar. Bireyin duygu ve düşüncelerinde görülen bu çatışmayı egonun dengeleyemediği durumlarda beklenmeyen, anormal veya psikopatolojik davranışlar ortaya çıkabilir.
Psikoterapi ve Psikanaliz Aynı mı?
Psikoterapi kavramı günümüzde ruhsal bozuklukların veya psikosomatik bozuklukların tedavisinde kullanılan, yüz yüze görüşmeye dayalı tedavi yaklaşımıdır. Bu yaklaşımın temelinde ruh sağlığı uzmanının benimsediği ve izlediği teorik kurama göre farklı teknikler kullanılır. Freud tarafından ortaya atılan psikanaliz, bireylerin davranışlarını açıklamakta kullanılan kuramsal bir yaklaşımdır. Bu kuramsal yaklaşımın temelinde ise çevresel ya da genetik nedenlerden dolayı ortaya çıkan sendromların tedavisinde, kişiliğe yönelik açıklamalarda ve bireysel değerlendirmelerde kullanılan yöntemler bulunur. Psikanaliz, Freud tarafından ortaya atılan kuramın hem ismi hem de uygulamaya yönelik teknikler bütünüdür. Psikanaliz ruhsal hastalıkların değerlendirme ve tedavi sürecinde kullanılan ilk psikoterapi yaklaşımıdır. Her psikanaliz bir psikoterapidir ancak günümüzde uygulanan her psikoterapi psikanalitik kuramın yöntemlerini içermeyebilir. Psikanaliz, genel olarak psikoterapi kuramları içerisinde değerlendirilir.