Yaban Kitap Özeti ve Konusu
Yaban kitabı; Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından yazılan, Milli Mücadele dönemine ait bir romandır. Yaban kitap özeti, Ahmet Celal adlı modern bir yedek subayın Anadolu’ya geldiğinde bölge halkı tarafından tuhaf karşılanması ve geleneksel değerlerle yaşanan çatışma ile ilgilidir.
Yaban roman özeti, bizlere Kurtuluş Savaşı bittikten sonra Anadolu’nun bir köyüne gelen Ahmet Celal isimli bir subayın yaşadıkları üzerinden gelenekler ile modern düşünce arasındaki çatışmayı anlatır. Ahmet Celal modern bir subaydır ve köylü tarafından "yaban" olarak adlandırılıp dışlanır. Ahmet Celal’in burada yaşadıklarını kaydettiği anı defteri, savaş boyunca yaşananları aydınlatmada kullanılacaktır.
Yaban romanının detaylı özetini içeriğimizin devamında okuyabilirsiniz.
İçindekiler
Yaban Kitabının Özeti
Ahmet Celâl, yedek subay olarak katıldığı I. Dünya Savaşı'nda tek kolunu kaybederek geri döner. İstanbul, İngilizler tarafından işgal edilince Mehmet Ali'nin daveti üzerine onun Porsuk çayı kıyısındaki köyüne gitmeye karar verir. Ancak Ahmet Celâl'ın aklı, devam etmekte olan savaşta kalmaktadır. Köyde, gazeteleri takip ederek gelişmeleri izler ve fırsat buldukça köylülere önemini anlatmaya çalışır.
Ancak köyde yaşayan kişiler, fakir ve cahil kalmalarına asıl neden olan Salih Ağa'nın etkisi altındadır. Kimse ona karşı gelmez ve Ahmet Celâl'e yanaşmazlar. Köylüler onu "yaban" olarak adlandırırlar. Bu durum, genç subayı üzmektedir ve bir gün bunalıma girer. İyice bunaldığı sırada gezmeye çıkar ve Emine ile karşılaşır. Ahmet Celâl, Emine'ye ilgi duyar ancak ne yazık ki Emine, Mehmet Ali'nin kardeşi İsmail'in karısıdır.
Günler geçer ve Yunanlar köye gelir ve köyü yakıp yıkarlar. Köyü işgal etmekle kalmaz, halka işkence ederler. Çoğu köylü, topluca öldürülür. Bu durum, Ahmet Celâl'i derinden etkiler ve savaşın acımasızlığına bir kez daha tanık olmasına neden olur.
Ahmet Celal ve Emine, ölüm dolu bir çemberden kurtulmak için birlikte kaçmak isterler. Ancak arkalarından ateş açılır ve ikisi de yaralanır. Sonunda zorlukla köy mezarlığına ulaşırlar ve orada sabahlarlar. Ertesi gün yola çıkmaları gerekir ancak Emine'nin yaraları o kadar ağırdır ki yürüyemez hale gelmiştir. Ahmet Celal, elindeki anı defterini Emine'ye vererek bilinmeyen bir yöne doğru ilerler.
1921 yılında Sakarya Savaşı'ndan sonra düşman ordularının geri çekilmesiyle birlikte köye gelen araştırma kurulu, yıkıntılar ve kömürleşmiş insan kemikleri arasında bir defter bulur. Defter, kenarları yanmış ve ortası yırtık olan Ahmet Celal'in anılarını yazdığı ve son dakikada Emine'ye teslim ettiği defterdir. Kurul, düşman zulmünü araştırmak için orada bulunmaktadır ve bu defter, o dönemde yaşanan olaylar hakkında önemli bilgiler içermektedir.
Yaban Romanının Yazarı Yakup Kadri Karaosmanoğlu Hakkında Kısaca Bilgi
Yaban romanının yazarı Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 27 Mart 1889 tarihinde Mısır'ın Kahire ilinde dünyaya gelmiştir. Diplomat olarak görev yapan Karaosmanoğlu, yazarlık yönüyle edebi çevreleri etkilemiştir. Türk edebiyatının Milli Mücadele döneminde eserler veren Yakup Kadri Karaosmanoğlu, öykü, makale ve roman türünde eserler vermiştir.
Daha çok romanlarıyla bilinen yazarın en ünlü eserleri arasında Kiralık Konak, Yaban ve Nur Baba yer alır. Eserlerini sade bir dille kaleme alan Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Türk toplumunda Tanzimat döneminden itibaren yaşanan sosyolojik değişimleri ele almıştır. Türk Dil Kurumu’nun kurucularından biri olan yazar, oldukça verimli bir yazarlık serüveninin ardından 13 Aralık 1974 tarihinde Ankara'da hayata gözlerini yummuştur.
Yaban Kitabının Kısa Özeti
Yaban kitabının kısa özeti aşağıdaki gibidir.
Ahmet Celâl, I. Dünya Savaşı'nda yedek subay olarak görev aldığı sırada kolunu kaybeder ve İstanbul'un İngilizler tarafından işgal edilmesi üzerine Mehmet Ali'nin köyüne gider. Köyde cahil ve yoksul köylülerin lideri Salih Ağa'nın etkisi altında olan halk, Ahmet Celâl'e yanaşmaz. Yunan işgali sırasında köy yakılır ve köylüler öldürülür. Ahmet Celal ve İsmail'in karısı Emine, ölüm dolu bir çemberden kurtulmak için birlikte kaçarlar ancak yaralanırlar. Ahmet Celâl, Emine'ye anı defterini vererek bilinmeyen bir yöne doğru ilerler ve defter sonradan bulunarak o dönemde yaşanan olaylar hakkında önemli bilgiler içerir.
Yaban Kitabının Konusu Nedir?
Yaban kitabının konusu, Ahmet Celal adlı bir yedek subayın Kurtuluş Savaşı yıllarında İstanbul’dan Anadolu’ya gelmesi ve buraya uyum sağlayamaması, halkla çatışmasını anlatır. Roman, Ahmet Celal'in, köy hayatına uyum sağlama çabalarını, modernizmin ve geleneksel değerlerin çatışmasını anlatır.
Yaban kitabında Ahmet Celal, Anadolu'da yabancı ve farklı bir kişi olarak karşılanır ve çevresindeki insanlarla uyum sağlamakta zorlanır. Bu süreçte kendisiyle ve hayatıyla ilgili çeşitli sorgulamalar yapar. Bu temalar ışığında Yaban romanı bizleri modernleşmenin geleneksel değerleri yok etme tehlikesine karşı uyarırken insanın kendini ve hayatını sorgulamasının önemine de değinir. Ayrıca Anadolu'nun kültürü, doğası ve insanları da bu kitapta önemli bir yer tutar.
Yaban Romanı Karakterleri Kimlerdir?
Yaban romanı karakterleri aşağıda belirtilmiştir.
- Ahmet Celal: İstanbul’dan Anadolu’nun bir köyüne gelen yedek subaydır, gittiği köyde cahilliği yok etmek için mücadele eder.
- Emine: Ahmet Celal’in köyde karşılaşıp hoşlandığı kadın.
- İsmail: Emine’nin kocasıdır.
- Mehmet Ali: Ahmet Celal’e emirleri veren askerdir, onu köye davet eder.
- Salih Ağa: Ahmet Celal’in gittiği köyün ağasıdır, halkı kendi çıkarı doğrultusunda kullanır.
- Mehmet Ali’nin annesi: Hiçbir şey hakkında bilgisi olmayan, cahil ve küçücük bir toprak parçası ile yaşayan bir kadındır.
- Bekir Çavuş: Askerlik yapar, dolayısıyla yaşananların farkındadır fakat bulunduğu ortamdan çekindiği için bildiği şeyleri söylemeye cesaret edemez.
Yaban Romanının Arka Kapak Bilgisi
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, yirminci yüzyılın başlarında dergilerde yazdığı şiirler, öyküler, makaleler ve eleştiri türündeki yazıları aracılığıyla Türk edebiyat sahnesine adım atmıştır. O; yazdığı romanlar, hikayeler, denemeler, oyunlar ve anılar ile en önemli edebiyatçılarımız arasında yer almaktadır.
Yakup Kadri'nin eserleri, 1910'dan 1974'e kadar Türkçemizin geçirdiği tüm aşamaları yansıtan üslup özellikleri göstermektedir. Konu ve düşünce zenginliği de dil özelliklerinin çeşitliliğinden aşağı kalmamaktadır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Fransız edebiyatının etkisi altında başlayan yazarlığı, 1920'lerden sonra kendine has bir sese kavuşarak yönünü; siyasi ve sosyolojik konulara, tarihe, dönem çatışmalarına ve bireysel psikolojiye çevirmiştir.
Fecr-i Ati'den yetişmiş bir yazar olan Karaosmanoğlu; toplumsal koşullar, tarihi süreçler ve bireysel portreleri roman tekniği ile işlemek için elli yıl boyunca boğuşmuştur. Karaosmanoğlu'nun eserleri, hala tüketilmemiş ayrıntılarının tartışılması ve incelenmesi gereken zengin bir "panorama" niteliğindedir.
(Toplam 3 Değerlendirme)