Hayvan Çiftliği Kitap Özeti ve Konusu
Hayvan Çiftliği kitabı, İngiliz yazar ve gazeteci George Orwell tarafından kaleme alınmış bir romandır. Hayvan Çiftliği kitap özeti, hayvanların dünyası üzerinden sosyalizmi ve Stalin iktidarını eleştirir. Fabl tarzında yazılan bu roman, siyasi hiciv niteliği taşır.
Hayvan Çiftliği romanı, totaliter rejimlerin yükselişi ve insanların nasıl manipüle edilebileceği konusunda uyarıcı bir mesaj niteliği taşır. Kitap, okuyuculara güç açlığına sahip liderlerin insanları yanıltmak için kullandıkları manipülasyon tekniklerini gösterir. Kitapta propaganda, sansür, yalan söyleme ve korku yaratma gibi yöntemlerle halkın düşünceleri kontrol altına alınır ve özgürlüklerine sınır koyulur.
Hayvan Çiftliği kitabının detaylı özetini aşağıda okuyabilirsiniz.
İçindekiler
Hayvan Çiftliği Kitabının Özeti
Bay Jones, Beylik Çiftliği'nin sahibidir. Bir gece çok sarhoş olduğu için yattığı sırada, Koca Reis adı verilen bir domuz rüya gördüğünü söyler ve rüyasını anlatmak ister. Tüm hayvanları çağırır. Bunun üzerine Bluebell, Jessie, Pincher adlı köpekler, domuzlar, tavuklar, güvercinler, Benjamin adlı eşek, Boxer ve Clover adlı iki at, beyaz keçi Muriel ve diğer bütün hayvanlar bir araya gelir. Koca Reis, konuşmasında hayatlarının yoksulluk, açlık ve sabahtan akşama dek koşturmaca içinde geçtiğini söyler. Sefillik ve kölelikten ibaret olan hayatlarına dikkat çeker. İngiltere'deki tüm hayvanların özgür olmadığını ve insanların üretmeden tüketen tek yaratıklar olduğunu anlatır. Asıl meseleye gelerek "Neden bu sefilliğe boyun eğelim?" der ve tüm hayvanların tek gerçek düşmanlarının insan olduğuna karar vermesini sağlar.
Koca Reis sonunda gördüğü rüyayı açıklar. İnsanların ortadan kalkması durumunda yeryüzünün nasıl bir yer olacağını görmüştür. Ayrıca "İngiltere'nin Hayvanları" adlı bir şarkının ezgisini duymuştur. Bu şarkı, tüm hayvanların içinde müthiş bir coşku uyandırır ve birlikte söylerken tüm çiftlik inlemeye başlar. Ne yazık ki Bay Jones gürültüden uyanır, tüfeğini kaptığı gibi karanlığa saçmalar yağdırır ve kısa süre sonra tüm çiftlik uyumaya devam eder.
Birkaç gün sonra Koca Reis uykusunda ölür ve yaptığı konuşma, diğer hayvanlar için yeni bir çığır açar. En zeki hayvanlar olarak bilinen domuzlar, Snowball ve Napoleon'a eğitme ve örgütlenme işi verilir. Yoğun toplantılar sonucu ayaklanmaya karar verirler ve bir gün Bay Jones, tüm hayvanları aç bırakır ve birkaç işçi hayvanları kırbaçlar. Buna karşılık, hayvanlar ayaklanır ve başarılı bir isyan gerçekleştirirler. Jones çiftlikten kovulur ve çiftliğin adı artık "Hayvan Çiftliği" olarak değişir.
Domuzlar, hayvancılık ilkelerini belirlemek için üç ay boyunca çalışarak yedi emir belirler. Tüm hayvanlar, bu kuralları kabul eder.
Bazı zamanlar, analarından emdikleri süt burunlarından gelir. Aletler, hayvanlara göre olmadığı için büyük zorluklarla karşılaşırlar. Sadece zeki domuzlar, her işin üstesinden gelebilmektedir. Diğerleri, işleri yönetmek ve denetlemekle meşgul oldukları için doğrudan çalışmazlar. Tüm hayvanlar, ekinleri biçip toplamak için çalışır.
Ancak kısrak Mollie sabahları erken kalkamaz, yaşlı eşek Benjamin uyuşuktur ve dik kafalılığa devam eder, kedi de işlerin yoğun olduğu zamanlarda genellikle ortadan kaybolur. Her pazar günü, Snowball tarafından yapılan resmi bayraklar göndere çekilir ve tüm hayvanlar toplantı denilen genel kurula katılır. Kararlar tartışılırken toplantının en ateşli konuşmacıları Snowball ve Napoleon'dur. Diğer hayvanlara gerekli açıklamaları yapmak için Squealer adlı bir domuz görevlendirilmiştir.
Sonbaharda olup bitenler bütün ülkeye duyurulur. Komşu çiftliklerin hayvanlarına ayaklanmanın öyküsü anlatılır ve "İngiltere'nin Hayvanları" şarkısı öğretilir. Diğer çiftçiler, Jones'un başına gelen talihsizlikten nasıl faydalanacaklarını düşünürken Foxwood Çiftliği'nin sahibi Bay Pilkington ile Pinchfield Çiftliği'nin sahibi Bay Frederick birbirleriyle geçinemez haldedir. Ancak Napoleon, ilerleyen zamanlarda her ikisinden de faydalanmayı başarır. Bir gün Jones, adamları ve bu çiftlik sahipleri, çiftliğini geri almak için baskın düzenler ve aralarında kanlı bir savaş çıkar. Sonuç olarak zafer, hayvanların olur.
Snowball ve Napoleon arasında zamanla anlaşmazlıklar ortaya çıksa da çiftliğin yönetimi her zaman zeki domuzların elindedir. Snowball'un önerisiyle, işleri kolaylaştıracak ve sadece üç gün çalışacakları bir rüzgar değirmeni yapma fikrine karar verilir. Ancak Napoleon buna karşı çıkarak köpeklerini saldırması için üzerine salar ve Snowball'un kaçmasına neden olur. Bu taktikle başa sadece Napoleon geçer ve rüzgar değirmenini çalıştırmaya başlar.
Bir yıl boyunca hayvanlar köle gibi çalışır ancak her şey gelecekteki hayatları için yapılmıştır. Napoleon zamanla çiftlikte kuralları değiştirir ve her konuşmasıyla hayvanları ikna ederek kendine bağlar ve hayran bırakır. Ancak domuzlar diğer hayvanlardan daha lüks bir yaşama geçerek Jones'un evine yerleşmeye başlarlar. Diğer hayvanlar aralarında itiraz etseler de domuzların mutlaka bir açıklaması vardır. Artık diğer hayvanlar, Napoleon'un çiftlik evinin bahçesinde pipo içmesine, Bay ve Bayan Jones'un giydiği kıyafetleri giyerek şaşaalı ve eğlenceli bir yaşam sürmesine şaşırmamaktadır.
Bir akşam çiftliğe gelen çiftçiler her şeyden, özellikle yel değirmeninden çok etkilenirler. Akşamın ilerleyen saatlerinde, kahkahalar ve şarkılar yükselirken diğer hayvanlar evin bahçesinden gizlice olayları izlemeye başlar. İnsanlar ve hayvanlar ilk kez eşit koşullarda buluşmuştur. Bay Pilkington, masada bir esprisiyle ortamı neşelendirir: "Sizler aşağı kesimlerde hayvanlarınızla uğraşırken bizler de aşağı sınıflardan insanlarımızla uğraşıyoruz." Masadakiler, bu espriye gülmekten bardakları kaldıramaz.
Napoleon'un onurla yönettiği çiftlik, bir kooperatif girişimiydi. Bugüne kadar hayvanlar arasında birbirlerine "yoldaş" demek aptalca bir alışkanlıktı ve bu alışkanlığa son verilmesine karar verilmişti. Bayrakların artık tek renk olması gerekiyordu ve çiftlik ise tekrardan "Beylik Çiftlik" ismini alacaktı. Gecenin ilerleyen saatlerinde evde büyük bir gürültü kopar. Oynadıkları kağıt oyununda Napoleon ve Bay Pilkington'ın aynı elinde maça ası çıkar. Diğer hayvanlar artık sadece şunu düşünüyordu: Domuzlar ve insanlar arasında bir fark yoktu, artık ikisi de birbirinden ayırt edilemiyordu.
Hayvan Çiftliği Romanının Yazarı George Orwell Hakkında Kısaca Bilgi
Hayvan Çiftliği romanının yazarı George Orwell, 25 Haziran 1903 tarihinde dünyaya gelmiştir. Asıl adı Eric Arthur Blair'dir ve George Orwell, yazarın takma adıdır. 20. yüzyılın ve hatta günümüzün en önemli edebi kişilikleri arasında yer alan yazar, kurguladığı distopik dünyalarla siyasi ve sosyal eleştiriler yapmıştır.
George Orwell’in en bilinen eserleri “1984”, “Hayvan Çiftliği”, “Paris ve Londra'da Beş Parasız”, “Boğulmamak için” şeklinde sıralanabilir. Yazar, özellikle 1984 romanında öne sürdüğü “big brother” ve gözetleme kültürü ile sosyolojide de önemli bir yer edinmiştir. 21 Ocak 1950 tarihinde yaşama veda eden George Orwell, kısa bir ömrü olmasına rağmen edebiyat ve düşünce dünyasında büyük bir yer edinmiştir.
Hayvan Çiftliği Kitabının Kısa Özeti
Hayvan Çiftliği kitabının kısa özeti aşağıdaki gibidir.
Kitap, Bay Jones adlı bir çiftçinin sahip olduğu hayvan çiftliğinde başlar. Ancak hayvanlar, Bay Jones'u çiftlikten kovarlar ve çiftliği kendileri yönetmeye karar verirler. İlk başta her şey iyi gitmektedir, ancak hayvanlar arasında liderlik konusunda anlaşmazlıklar çıkmaya başlar ve hayvanların kendilerine zulmeden domuzlar önderliğinde bir hiyerarşi oluşur.
Domuzlar, hayvanları sömürmek için yalanlar söylemeye ve kendilerine daha fazla güç kazandırmak için kuralları değiştirmeye başlarlar. Hayvanların özgürlüğü, eşitliği ve kardeşliği için savaştıkları ilk günler geride kalmıştır ve domuzlar, özgürlüklerini ellerinden almış olan insanlara benzemeye başlamıştır.
Kitap, Sovyetler Birliği'nin liderlerinin kendi halklarına yaptığı zulmü ve ihaneti eleştiren güçlü bir politik mesaj taşır. Orwell, baskı ve yalanların nasıl insanların özgürlüklerini ellerinden alabileceğini göstermek için hayvanları kullanmıştır.
Hayvan Çiftliği Kitabının Konusu Nedir?
Hayvan Çiftliği kitabının konusu, hayvanlar arasında eşitlikçi bir toplum yapısı kurmaya çalışan Napoleon isimli domuzun zamanla baskıcı bir sistem yaratmasını anlatıyor. Sosyalizmi ve Stalin yönetimini eleştiren Hayvan Çiftliği romanı, totaliter rejimlerin halkı nasıl etki altına aldığını göstererek insanları uyarmaya çalışır.
Hayvan Çiftliği romanı, son derece politik bir eserdir. George Orwell, bu kitabı 1945 yılında yani II. Dünya Savaşı’nın gerçekleştiği bir iklimde yazmıştır. Bu dönemde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) yani Sovyet Rusya’nın lideri Stalin, rejimi korumak uğruna yaptığı girişimlerle çok sayıda insanın canına mâl olmuştur. Sovyet Rusya’da toplumsal eşitliği sağlamak için kurulan rejim, zamanla diktatörlüğe dönüşmüştür. Böyle bir atmosferde yazılan Hayvan Çiftliği romanı ise diktatörlüğün nasıl ortaya çıktığını bir hayvan çiftliğinde yaşananlar üzerinden anlatır. Kitap, politik bir roman olmanın ötesine geçerek insanları totaliter rejimlerin doğuşuna karşı uyarıcı bir misyon da taşımaktadır.
Hayvan Çiftliği Romanının Arka Kapak Bilgisi
İngiliz yazar George Orwell, ülkemizde özellikle Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı kitabıyla tanınmaktadır. Bununla birlikte Orwell'in çağdaş klasikler arasında yer alan diğer ünlü eseri, Hayvan Çiftliği'dir. Dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biri olarak kabul edilen bu roman, 1940'ların "reel sosyalizm" dönemini eleştirmektedir.
Hayvan Çiftliği'nin başkahramanları hayvanlardır. Çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirirler. Amaçları, daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. En akıllı olan domuzlar, kısa sürede önder bir takım oluşturur ancak devrimi yine onlar yolundan saptırırlar. Ne yazık ki, artık insanlardan daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kurulmuştur.
George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuz, açıkça Stalin'i simgelemektedir. Diğer kahramanlar gerçek kişileri çağrıştırmasalar da bir diktatörlük ortamında görebileceğimiz kişilerdir. Alt başlığı “Bir Peri Masalı” olan Hayvan Çiftliği romanı, bir masal anlatımıyla yazılmıştır ancak küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değil, çarpıcı bir politik taşlamadır.
(Toplam 1 Değerlendirme)