İşaret Dili Eğitici Eğitimi Nedir?

İnsanlar arasındaki iletişimin temeli dile dayanır. Dünya genelinde kullanılan bütün diller, toplumların kültürel ögelerinden doğan kelimelerden oluşmaktadır. İnsanı, içerisinde yaşadığı toplumu, toplumun koşullarını, normları, töre, gelenek ve ananeleri anlamanın temel yapı taşı olan dil, konuşma ile iletişime dönüşür ve bireyler işitsel yani sözel dil sistemi çevresinde birleşir.
Sözel etkileşim ve iletişim işitme üzerine kurgulandığından, işitme engelli bireyler duygu ve düşüncelerini karşı tarafta iletmekte oldukça zorlanmakta.

     
Doğuştan gelen işitme engeli sözel dilin edinilmesinde önemli oranda problemlere neden olurken, son araştırmalara göre her bin çocuktan ikisi doğumda ya da doğumdan hemen sonra işitme kaybı yaşamakta.
İşitme engelli bireyler, işiten bireylerle aynı derecede sözel dil edinim becerisine sahip olmalarına karşın, doğru eğitim programları ile bu edinimler harekete geçmediğinde iletişim kurmakta ve kelimeleri anlamlandırmakta güçlük çekmekte.

Zira beynimiz kelimeleri aynı zamanda görsel olarak da algılamakta ve anlamlandırmakta. Beynimizde ilk olarak biçimsel formlar şeklinde algılanan kelimeler, okurken son ve ilk harfine odaklansak bile yanlış yazılmış bir kelimenin çağrışım yoluyla tamamlanmasını sağlar. Aynı örnek telefon konuşmaları üzerinden de rahatlıkla verilebilir. İletişim için kullandığımız cihazlar sesi yüzde 80’e yakın oranda bozmasına rağmen beynimiz sesi tanımlayarak karşımızdaki kişiyi ilk on saniyede tanımamızı sağlamakta.
Tüm bu nedenlerle birlikte işitme engelli bireylerin topluma kendileri rahatlıkla ifade etmelerine olanak sağlayan işaret dili eğitimcilerinin yeterlilikleri de ön plana çıkmakta. İletişim kurdukları kişilerde ilk olarak jest, mimik ve beden diline odaklanarak anlamlandıran işitme engelli bireylerin doğru ve etkili bir iletişim kurmasının işaret dili eğitmeninin yetkinliği ile de doğru orantılı olduğu bilinmekte.

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2018 yılı verilerine göre, dünya genelinde 32 milyonu çocuk olmak üzere toplamda 360 milyondan fazla birey işitme kaybı ile yaşamakta.
Günümüzde Türkiye’de 3.5 milyon işitme engelli bireyin yaşadığı biliniyor. Dudak okuma yöntemi ile başlayan eğitimlerinde işaret diline hâkimiyetleri ve işaret dili bilen bireyler ile rahat iletişim kurmaları dolayısıyla işitme engelli bireylerin her biri istedikleri alanlarda kendilerine yer açarak istihdam edilebilmekte.

     İŞARET DİLİ EĞİTMENİ NELERE DİKKAT ETMELİDİR?

0-9 ay arasında yani “babıldama dönemi”nde kaba sesler çıkarabilen işitme engelli çocuklar, zaman içerisinde kendi sesleri ve çevredeki sesleri duyamadıkları için sessizleşmekte, kendi dünyalarına çekilmektedir.
İşitme engelli bireyler, 0-2 yaş arası yaşıtlarına göre aynı gelişimsel özellikleri gösterseler de 2 yaşın ardından işitme kanalı ve sinirlerinde zaman içerisinde meydana gelen hasardan dolayı bir koordinasyon problemi yaşamakta. Bu da okul öncesi yani erken çocukluk döneminde işaret dili eğitimi alan işitme engelli bireylerin kendilerini ifade etmekte güçlükler yaşamalarına neden olabilmekte. İşaret Dili Eğitmeni, bu noktada işitme engelli bireylerin kendileri en doğru biçimde ifade etmelerini sağlayacak biçimde eğitim vermelidir.
İşitme engelli çocukları 6-10 yaşlarında koordinasyon problemleri görünür hale gelirken, işaret dili eğitiminin de multidisipliner bir biçimde yürütülmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Sözel dil zekâsı yaşıtları ile aynı gelişen işitme engelli çocukların kendileri ifade biçimi olan işaret dili, kademelendirilerek onların ilerleme düzeylerine göre verilmeli ve doğru iletişim için gerekli basamaklar takip edilmelidir.
Eğitim hayatına yaşıtlarıyla beraber devlete bağlı kurumlarda başlayan işitme engelli çocukların idealize edebileceği bir eğitimci olmak da onların hayatına dokunmak için önemli bir adım olarak görülmekte.
İşaret Dili Eğitmenleri, işitme engeli olan bireylerin sosyal yaşam içerisinde kendilerine yer bulmalarını sağlamak noktasında önemli bir noktada durmakta. Bu nedenle, işaret dili eğitmenlerinin de güncel ve teknolojik gelişmeleri an be an takip etme leri önem arz etmekte.

     İŞARET DİLİ EĞİTİCİ EĞİTİMİ NEDİR?

İşitme engelli bireylerin işaret dili aracılığıyla kendilerini ifade etmeleri ve toplumdan soyutlanması hemen her alanda bilgi ve haklarına kolayca erişmelerini sağlayan işaret dili eğitmenleri, temel eğitim basamaklarından uzmanlığa doğru kademeli olarak ilerlemekte.
Engellerin ortadan kaldırılması adına önemli bir vazife üstlenen işaret dili eğitmenleri, Türk İşaret Dili’nin (TİD) her kademesinde başarı gösterdikleri takdirde uzman sıfatı kazanmakta ve bu uzmanlık derecesi ile kamu kurum ve kuruluşları başta olmak üzere her alanda görev almakta.
Dünya ve teknolojiler her geçen gün yenilenirken, modern metodlar ve müfredatlar elbette işaret dili eğitiminde de kullanılmakta.
İşaret dili eğitimini toplumsal farkındalıktan kariyer hedefine doğru taşımak isteyenler özellikle ‘tercüme’ alanında uzmanlaşırken, siz de hemen şimdi Boğaziçi Enstitü bünyesinde bulunan İşaret Dili Eğitici Eğitimi’nden faydalanarak hedefinize ulaşabilirsiniz!

     İŞARET DİLİ EĞİTİCİ EĞİTİMİ NELER KAZANDIRIR?

En az Ön Lisans seviyesinde eğitim gören ve temel işaret dili eğitimini başarı ile tamamlayanların kariyer hedeflerini bir adım ileri taşımak üzere başvurdukları İşaret Dili Eğitici Eğitimi;

- Toplumsal yaşamda etkili ve akıcı bir işaret dili kullanımı,
- İş hayatında bireyler arasındaki doğru iletişimi tesis etme,
- Türkçeyi işaret dili ile doğru ve etkili biçimde kullanma,
- Alanında uzmanlaşma,
- Güncel eğitim modelleri ve entegrasyonu,
- Tercümanlık,
- Uluslararası konferans ve toplantılarda simultane çeviri imkânı,
- Uluslararası işaret diline hâkimiyet,
- Görsel basında anlık çeviri olanakları,
- Çeşitli alanlarda (Sağlık, spor, sanat vb.) kendini geliştirmek isteyen işitme engelli bireylerin iletişimini sağlama,
- Bilirkişi olarak görev alma,
- Yeminli tercümanlık alanında hizmet verme,
- Halk Eğitim Merkezleri’nde görev alma
ve yaşamın olağan akışına dair tüm alanlarda işitme engelli bireylerin kendileri kolayca ifade etmelerini sağlamakta.